Tımarhaneden Notlar Şiiri - Üzeyir Bayram

+Ne kadar zaman aldı ona aşık olman?
-Konuşmasak..? Aklıma gelmeyen birinden mi bahsedeyim şimdi?
+Doktorlar ısrar etmese sormam inan. Yardımcı olmak istiyoruz sana.
-Şizofreni olmadığımı biliyorsun dimi?
+Bak sana ne diyicem, sorularıma çelişkisiz ve hayallere dalmadan cevap ver ki, çık artık bu tımarhaneden.. Hadi lütfen kısaca cevapla. Ne kadar zaman aldı ona aşık olman?
-Anlıktı, anlayamadım.. Birkaç gün sonra ona aittim.
+Ayrıldıktan sonra peki, unuttun mu hemen?
-Unuttum tabi..
+Hatırlamıyor musun onu?
-Sadece onu değil; o kolundaki siyah lekeyi bile hatırlamıyorum. Bak bende de var aynı leke. 'Ben' diyolar bu lekeye. Benim sağ kolumdayken, onun solundaydı galiba 'ben'.. Ben derken şu bulmacalarda çıkan hani, siyah kalıcı leke olan 'ben'.. yoksa onun solunda değilim ben.. Kalıcı da olmadım. Siyah da değilim. Esmerim ama hafiften. Neyse.. Unuttum evet. Onun bana sarılmalarını unuttum. Ve yüzündeki tebessümü. Benim için sakatladığı ayağında hiçbir sorun kalmamıştır umarım. Bana sinirlenip; ayağını sakatlayacak kadar aşık mıydı gerçekten? Pardon, buralarda soruları yalnız sen sorarsın değil mi? Lanet olası federaller. İzlemediğim çok güzel bir filmde geçiyordu bu replik. Konuyu toparlayacak olursak eğer; ben ona "kıvırcık" derken, sevdiğimden söylüyordum. Sevmediğimi düşünmemeliydi o kıvrım kıvrım saclarını. Benim için birkac defa düzeltmişti. Ve şimdi, saçlarını düzeltmesine de gerek yok. O her haliyle güzel. Ve dikkat etmeli sağlığına. Çok ilaç kullanmıyordur umarım. Zaten zayıf vücudu. Havalar da soğudu, çok çabuk üşür ve burnu akar hemen. Vücudu zayıftı evet, yemeğine dikkat etmeli ki azıcık şişmanlasın. Uykusuz kalmamalı, her sabah herkesten önce kalkmayı sever çünkü.. Migreni tuttuğunda, tutan var mıdır acaba onun küçük ellerini benim gibi? Nerdedir şimdi? Mutlu mudur? Soruları neden hep sen soruyorsun? Pardon, yaşın kaç, epey yaşlı gösteriyorsun, nazar değmesin. Neyse, ne diyodum.. Hehh evet. Evet unuttum. Aklıma bile gelmiyor..