Evvel zaman içinde,
Köyün birinde,
Bir tilki varmış,
Köylünün tavuğunu,
Yumurtasını yermiş bu tilki.
Bir gün toplanmışlar köylüler,
Muhtar, aza, imam, öğretmen….
Bulalım da şu tilkiyi,
Cezasını verelim,
Tavuklar yumurtalar
Geri gelmez belki ancak,
Gerisi bize kalır.
Muhtar Emmi demiş ki;
Tilkiyi canlı canlı,
Getirene iki öküz verelim,
Sonra köyün meydanında,
O muzırı gebertelim!
Köylüler aşka gelmiş,
Ödülü duyunca.
Birkaç saat içinde,
Yakalayıp getirmişler tilkiyi,
Köy meydanına.
Muhtar demiş: “Asalım! ”
Azalarsa yakmaktan yana,
İmam demiş: “Ne de olsa canlıdır,
Çektirmeden vuralım”
Herkes öfkeli,
Ağır olmalı ceza.
Kalabalık tartışa dursun,
Köyün bir aşığı varmış,
Elinde sazı, cebinde kalemiyle,
Gurbet gurbet dolaşırmış.
Çıka gelmiş Köy meydanına.
Aşığı görenler;
“Sen gurbet gezdin,
Çemberinden geçtin feleğin Üstad;
Şu tilkinin cezasını,
Sen vermelisin! ”
Bizim aşık kabul etmiş görevi,
Hemen bekçiye dönüp:
“Bana bir urgan getir,
Şuna ceza vereyim”
Bekçi hemen anında
Urganı uzatmış aşığa.
Aşık sazını indirip omzundan,
Kalemini çıkarıp cebinden,
Sarmış tilkinin sırtına sıkıca.
Sonra bırakmış tilkiyi…
Sazı da alan tilki,
Tutmuş ormanın yolunu…
Gitmeye gitmiş de tilki,
Köylüler tepkili olanlara,
Sert çıkmışlar aşığa;
“Sen ne yaptın kardeşim,
Biz onu asacaktık,
Yakacaktık, kurşuna dizecektik! ”
Aşık demiş ki; “Beyler;
“Saz ve kalem
Oldukça onun sırtında,
Ne karnı doyar ekmeğe;
Ne kurtulur hapislerden,
Ne de uyur!
Bırakın gitsin, cezasını buldu o! ”
Hasılı kelam,
Zavallı tilki,
Sırtına sarılan cezayla,
Bir daha görülmemiş ormanda!
Kayıt Tarihi : 3.1.2008 11:49:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
selam ve muhabbetle.
sazım omuzumda bu gönlüm kırık
mahsun biçareyim bu benzim soluk....diye devam eden bir türküyü hatırlattınız.
K U T L U Y O R U M.
TÜM YORUMLAR (3)