Tilki ile Kurt'un devamı(küçük masal)

Akın Akça
1865

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Tilki ile Kurt'un devamı(küçük masal)

Kurdu garip bir şekilde gammazlamış tilki, her gün çıktığı dolaşmalarda evine artık yeterince ekmek biriktirmiş olacak ki, biraz da eğlenmeye kadar verdi: “Dur bakalım, az da avarelik yapalım.” Elleri cebinde ormanda dolaşmaya başladı. Yoldan geçen hızla koşan bi tavşan aniden patikada durdu ve ona şöyle sesleniyor: “Tilki efendi, tilki efendi! Söyle bakalım neden kurtu böyle gammazladın! ” Onun nerden bildiğini anlayamayan tilki çok şaşırdı: “Sen tavşan, hızlı koşarsın ama kahinlik de sana mı özgü acaba? ” diye sordu ona. “Hayır, benim kulaklarım uzun her tavşan gibi ama benimkilerin içinde göz de var.” Diye cevapladı tavşan –Golyat, golyat! tepegöz. o küçük çocuğun sapanla vurmaya kıyamadığı bir cyclops… “Bir altın madeni buldum, sana onu göstereceğim ama bir şartım var” demiş tavşan. “Nedir o? ” “Gidip o kurdu papazların elinden alacak ve bana getireceksin…”
Garip biçimde heyecanlanan tilki koştuğu gibi kapıyı açık bulur. İçeride papazlar yoktur. Koşar ve zincire bağlı kurdu kurtarır ve ensesinden tuttuğu gibi tavşana getirir: “Al bakalım tavşan. Eee…” Tavşan ileriki günlerde kurda okuma yazma öğretir. Der ki “tilkiye güzele akıl yürütmeyi öğreteceksin” diye şart koşar. Kurt da buna uyar. Ama tilki kaçmıştır. Sonra ikisi birden onu aramaya koyulur. Bir ağacın dibinde soluklandıkları ormanda, o an, tilkinin hışırtısını ileriden bir noktadan duyarlar. Onu görebildiği bir an, koşar ve onu yakalar tavşan.

-
Kendini geliştiren öykünün verdiği mesaj:
Dünyada kurnazlık olabileceği gibi, karşılıksız iyi niyet de vardır. Her zaman karşınıza çıkabilir.
akın

-
RASTLADIĞIM AŞAĞIDAKİ BAZI BİLGİLERİ O ADRESTE OKUMUŞTUM. TİLKİ MASALI İÇİN BİR KISA DEVAM MASALI YAZDIM. YUKARDAKİ…
ADRESTEN ALDIĞIM YAZILAR İSE AŞAĞIDA:

Akın Akça
Kayıt Tarihi : 29.8.2007 16:01:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Lesboslular, boş zamanlarını hoş öyküler anlatarak ya da şarkılar söyleyerek geçirirlerdi.Bu öykülerin çoğu, gençlik öyküleridir ve bu öykülerde, Tanrılara yakarılar bulunur.Lesboslular, ilkbaharda bahar şenlikleri ve törenleri düzenlerlerdi.Ancak, daha sonra, bütün bir yıl sessiz ve sakin geçerdi.Bu bahar şenliği dışında, düğün kutlamaları ve cenaze törenleri de önemliydi. Lesbos öyküleri, Hint-Avrupa ailesinin geleneksel öykülerinden farklı değildir.Baş kahraman, birçok tehlikeli serüvene atılır.Periler, devler, ejderhalar, sürekli kullanılan figürlerdir.Ancak, Lesbos edebiyatında en çok yer alan figürler, antik çağ mitolojisinin izleridir; Symplegadlar(çarpışan kayalar) , altın yapağı ve kuşların çağrısı gibi.Lesbos edebiyatında, birçok yerel öykü de vardır.Bu öyküler, yetkin bir yergisel anlayışıyla harmanlanmıştır.Didaktik olan bu öyküler, Ezopvari anlatımla sunulur.Ancak, bu öykülerin içerdiği anlamlar ve ilgi alanları ne olursa olsun, şarkı formundan kurtulamamıştır. 'Şarkılı Şiir' ya da 'Lirik Şiir', en değişik formlarıyla ve belirgin olarak, yalnızca Yunanistan'da vardır.Yunanlılar etnik damardan ayrıldığında, bu geleneksel şarkılarını, yeni yataklarına taşıyamamışlardır.Ancak, Yunanlılar ait olan adalarda ve özellikle Lesbos'da, şarkı geleneğinin en seçkin örneklerine rastlayabiliriz.Bu şarkılar, insan yaşamının hemen her anını yansıtır.Çocuğunu uyutmaya çalışan annenin söylediği ninniler, düğün şarkıları, solo ya da koroyla söylenen dans şarkıları, çeşitli mesleklere ait şarkılar, mevsimsel şarkılar ve hatta haydut şarkıları ile ölülerine ağlayanların ağıtları bunlara örnektir. Türk ve Roma saldırılarıyla, Lesbos edebiyatına ait birçok belge kaybolmuştur.Bugün elimizde olanlar, sözlü halk geleneğiyle kuşaktan kuşağa aktarılanlardır. Kaynakça: Le Folklore de Lesbos G.Georgeakis - Leon Pineau / 1894 Eski Yunan Edebiyatı Güler Çelgin Remzi Kitabevi / 1990 Mitoloji Sözlüğü Azra Erhat Remzi Kitabevi / 1978 Tilki İle Kurt Çeviren: Hüseyin Köse Kilisenin kapısını yarı aralık bırakmayı huy edinmiş Ortodoks bir papaz varmış. Bir tilki içeriye dalıp, papazın tüm ekmeklerini çalarmış.Ancak, bir akşam yine aynısını yapmaya kalkıştığında, bakın neler olmuş.Tilki, papazın yaklaştığını duyunca, ayin eşyalarının durduğu duvardaki dar bir boşluğa kendini atıvermiş. Papaz, odaya girip çıkmış; ama, hiçbir şey görememiş. Her akşam önünden geçip giderken, ağzında ekmek taşıyan tilkiyi gören kurt, tilkinin gizini öğrenmek istemiş ve tilkinin her zaman geçtiği patikada, onun yolunu gözlemeye başlamış.Derken, tilkiyi görmüş: 'Dostum! ' demiş ona; 'Bu ekmekleri nereden buluyorsun? Ben de seninle gelmek istiyorum.' 'Bu kesinlikle bana zevk verir.' demiş tilki; 'Hay hay, memnun olurum.Böylece, en azından iki kişi oluruz.' Tutmuşlar kilisenin yolunu.Tilki, kurda şöyle demiş: 'Sen şu sandalyeye otur; koro yerinin yakınına! Ben de karşısındakine oturayım.Öncelikle şarkı söyleyelim biraz.' Tilkinin amacı farklıymış. 'Ben hayatımda şarkı nedir bilmedim.' demiş kurt. 'Dostum! ' demiş tilki; 'Bir çırpıda öğreneceksin.' 'Ama nasıl? ' 'Sadece benim söyleyeceğimi yinele, yeter! ' Tilki, başlamış gayet ince bir sesle: 'Papazlar geldiği zaman ' Kurt ise, oldukça kalın bir sesle: 'Papazlar geldiği zaman ' 'Kurtulmak için onlardan, bir çukura atlarım.' 'Kurtulmak için onlardan, bir çukura atlarım.' 'Senin başın kocaman.' 'Senin başın kocaman.' 'Asla gizlenemeyeceksin! ' 'Asla gizlenemeyeceksin! ' 'Papazlar yakalayacaklar seni.' 'Papazlar yakalayacaklar seni.' 'Ve upuzun sopalarla pataklayacaklar.' 'Ve upuzun sopalarla pataklayacaklar.' 'Derinden hırka yapacaklar.' 'Derinden hırka yapacaklar.' 'Gerinden üflemeli bir çalgı.' 'Gerinden üflemeli bir çalgı.' Tilki ile kurt, böyle şarkı söylemeye devam ederken; papazlar, ansızın baskın yapıp, olup biteni görmüşler.Tilki boşluğa atlayıp, paçayı kurtarmış.Kurt da aynısını yapmak istemiş.Ancak, kafası küçük boşluğa sığmamış.Papazlar kapıları kapatıp, diğer papazları da yardıma çağırmışlar.Kurt, tilkiye yalvarırcasına, daha büyük bir başka boşluk var mı diye sormuş.' Evet, var! ' demiş tilki.Ancak, bir parça ekmek çalıp, kendisine getirmesi koşulunu öne sürmüş.Ekmeği aldığında ise, şöyle demiş kurda: 'Bekle orada! Papazlar gelsin, onlar gösterecek sana boşluğun nerede olduğunu.' Kartal Çifti Bir keresinde, dişi kartal erkeğine şöyle demiş: 'Kocacığım, yuvamız kir pas içinde.Başka bir yuva arayalım, burayı bırakıp da! ' 'Bence, yanımızda taşıyalım bizimle birlikte' demiş kocası. 'Kesinlikle olmaz! ' demiş dişi kartal. 'İyi ama ' demiş erkek kartal; 'Bu durum, her yerde aynı olmayacak mı? Başka yerde bir yuva aramaktansa, burayı temizlemek daha uygun olmaz mı? ' Keklik ile Kaplumbağa Bir zamanlar, kuşlar ve diğer hayvanlar, yavrularını okula götürürlermiş.Öğle olduğunda ise, anneleri onlara yemek getirirlermiş. Bir keresinde, okula gidecek zamanı olmayan bir keklik, yavrusunu okula götürmeye hazırlanan bir kaplumbağaya: 'Komşu' demiş; 'Bugün ne kadar işim var bir bilseniz.Rica etsem, şu yiyecekleri de benim çocuklara götürür müydünüz? Komşu olduğumuza göre; gün gelir, ben de bunun karşılığını ödeyip, hizmet ederim size.' 'Hiç sözü bile olmaz! ' demiş kaplumbağa; 'Ancak, ne yazık ki, sizin küçükleri tanımıyorum.' 'Okula girdiğinizde, kolayca tanırsınız onları.' demiş keklik; 'En güzelleri, benim çocuklarımdır içlerinde.' Kaplumbağa, kekliğin verdiklerini alıp okulun yolunu tutmuş.Okula geldiğinde, başını kaldırıp bakmış iki yanına; sağa sola göz gezdirmiş.Hiç bir çocuk kendininkilerden daha güzel değilmiş.Kendi hazırladıklarıyla birlikle, kekliğin yolladıklarını da kendi çocuklarına vermiş.Keklik yavruları da o gün aç kalmışlar. E-MAİL http://www.asmakat.com/lesboshayvan.htm [email protected]

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Şemsettin Ağar
    Şemsettin Ağar

    'Dünyada kurnazlık olabileceği gibi, karşılıksız iyi niyet de vardır. Her zaman karşınıza çıkabilir.'

    Kalemin daim olsun Akın can.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Akın Akça