1982`de sekiz Akademi Ödülü kazanan 'Gandhi' filmini üçüncü kez izledim. Ben Kingsley`in muhteşem performansıyla canlandırdığı Gandi`nin bağımsızlık mücadelesini izlerken bu kez bir başka etkilendim. Neden mi? Anlatayım.
İngiltere`den bağımsızlık savaşının kazanılıp ülkenin kanlı Hindu-Müslüman iç savaşına sürüklendiği günlerde bir Hindu, Gandi`nin yolunu keserek, Müslümanlara ödün verdiği gerekçesiyle, ona öfkeyle bağırır.
Gandi`nin cevabı şu olur: 'Ben Müslümanım.'
Sonra ekler: 'Ben Hıristiyanım, ben Yahudiyim, ben Hinduyum.'
tozlu bir şemsiye durur
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Devamını Oku
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Merhaba Serap Hanım
İnsan doğduğu yere benzer,demişti Edip Cansever. Doğrudur, insan şiir yazmak için oturur;ama dilde düşenler bir deneme olur çıkar. yazdıklarınız gerçekten önemsenmesi gereken düşünceler. Yalnız bunları söyelemek bizden fakat bizimle her şey şekillenmiyor. Bunun için birlerin yüz yüzlerin bin olması gerekiyor. Selamlarımla.
Hırant Dink in katedilişindeki protesto eylemlerinde atılan sloğanlara halen itiraz eden radikal milliyetçiler (irkçilar) var anlamadıkları şuki eğer insanlar ırkından dolayı öldürülüyorsa bizlerde Ermeniyiz gelin bizide öldüründü bunun anlaşılmayacak bir tarafı yok sadece niyetlerinin bozuk olduğunun kanıtıdır bu itiraz . ve bu ırkçı yaklağımların kendine aydınım diyen koşe yazarları şairim diyenler tarafında yapılması çok ürpertici sevgili Serap tüm yüreğimle seni kutluyorum
'Vurgulamak istediğim; Bizim millet olarak Demokrasiye sahip çıkmayışımızı vurgulamaktı. derdimi anlatamadım. Aslında Sahip çıkamadığımız Demokrasi tam işlese biz tartıştığımız konuyu tartışma ihtiyacı duymayacaktık diye düşünüyorm.' sözlerinizde haklısınız, Necati Bey. Esas mesele bu. Herkes demokrasiyi yüceltiyor, ama yalnızca işine geldiği anlamda. Demokrasiyi tam işletebilmek için tartışma kültürümüzü geliştirebilecek olgunluğa ulaşmamız gerek. Bu da her şeyden önce samimi olmayı, önyargılardan arınmayı ve tek standartlı olmayı gerektiriyor. O zaman birbirimizi 'duyabilir' ve anlayabiliriz. Farklı fikirler zenginliktir, olgun düzeyde tartışmak da zevklidir. Keşke herkes güzel bir fikir tartışmasının zevkine varabilse. Bu tartışma fırsatını yarattığınız için teşekkür ederim
Serap Hanım!
Belkide değişik kelimelerle aynı şeyleri söylüyor olabiliriz. Bence önemli olan ortaya bir fikir koyup onu tartışabilmek önemli.
Biz bunu Millet olarak başarabilseydik, bu gün zaten, tartığımız konuların tartışlmasına ihtiyac olmazdı diye düşünüyorum.
Hrant'a sahip çıkmak elbette bir insani duygu, olaya tepki, aynı tepkiyi bende duydum. Duymayan az insan olduğunu düşünüyorum. Ancak Hepimiz Ermeniyiz hepimiz Hrant'ız ifade ediliş biçimi sanki yanlış gibi geliyor.
Gandi'nin Ben müslümanım, hıristiyanım,
yahudiyim, ve hiduyum ifadesi, sanki Ben Ermeniyim ben Hrant'ım ifadesiyle örtüşmüyor.
Geçenlere Başbakan Erdoğan,Irak'ı ziyaret ettiğinde;
Şii'lerle sünnilere ben şii ne sünniyim Ben müslümanım diye bir beyanda bulundu. Bu ifade
Gandinin ifadesiyle örtüştürülebilir ama diyeri Bence tartışmaya açık diye düşünüyorum.
Tartışmaya açık olduğunuz için gerçekten teşekkür ederim. Aslında ben düşüncelerimi yazdım. Vurgulamak istediğim; Bizim millet olarak Demokrasiye sahip çıkmayışımızı vurgulamaktı.
derdimi anlatamadım. Aslında Sahip çıkamadığımız Demokrasi tam işlese biz tartıştığımız konuyu tartışma ihtiyacı duymayacaktık diye düşünüyorm.
Saygılarımla...**
Sayın Kavlak,
'Tililili' başlıklı yazıma yaptığınız değerli yorum için size teşekkür ederim. Önyargılar, demokrasi ve değindiğiniz diğer konulara ilişkin görüşlerinize katılmamam mümkün değil. “Hırantım” ifadesinin tartışılmakta olduğu malum; ama önemli olan, herkesin –tartışmaların ötesine geçtiğinde, yani “kendi olduğunda” vicdanınında ne hissettiği/düşündüğü değil mi? Yazı, Hindu Gandi’nin, önyargılı suçlamalara muhatap olurken verdiği “Ben Müslümanım” yanıtıyla birlikte değerlendiririldiğinde, “Ben Hırantım” ifadesinin – zamandan/milliyetten/dinden bağımsız- evrenselliği de ortaya çıkacaktır. Yazıda bir yandan bu evrenselliğe vurgu yapılırken diğer yandan duyarlılığın ve empatinin insanların/ toplumların gücüne güç kattığını göstermek amaçlanmıştı. “Herkes kendisi olmalı” sözüyle neyi kastettiğinizi tam olarak bilemiyorum; ama benim için kendim olmak, “farkında olmakla” eşdeğerdir. En başta vicdanım olmak üzere, duygularımın, düşüncelerimin ve tercihlerimin…İşte böylece, ben-sen-o derken, birden çok insanda ortak bir vicdan oluşabiliyor ve kendilerini mağdur gördükleri kişi ya da kesimle özdeşleştirerek bir araya gelebiliyorlar. Burada en önemli noktanın, adalet duygusu ile, kavramları kışkırtıcı olabilecek şekilde karşı karşıya getirmekten kaçınma sağduyusu olduğunu düşünmekteyim.
Son olarak; “kendi olmak”, “BİR olmak” farkındalığıyla değerlendirildiğinde daha bir anlam ve güç kazanıyor diye düşünüyorum. Çünkü o zaman insan yalnızca aklıyla değil, ruhuyla da anlamış oluyor olan biteni…
Saygılarımla.
Serap Çakalır
Serap Hanım!
Serhap olmanın birtek yolu var.
Ön yargıdan kurtulmak. İnsanları
peşin hükümle yargılalamamk.
Geçmişi kimsenin geleceği olarak
görmemek.
Siz Çanakkale'de yaşıyorsunuz.
Çanakkale'yi Geçilmez dedirtenlere
Sahip çıkarken, kınalı kuzuları da unutmamak.
İçimizdeki korkuları yenmek, Korkusuz yaşamanın
tek yolu var, Rejimlerin en yeni ve tekamül etmişi
demokrasiyi yaşatmak. Adı nice Cumhuriyet olan,
Devletler var, Monarşi, dikdatörlük, vede belli bir ideolojinin ürünü.. Sadamın Irakı, Humeyninin İslam Cumhuriyeti yakın komşu örnekleri.
Türkiye'yi Türkiyede yaşayan herkes sever ve sevmeli, sevdğini diliyle söylemeli, haraketleriylede onaylamalı. Elbette Hrant'ın katline izin verilmemeliydi, Ama hepimiz Hrant'ım tartışılır ve tartışlmaya devam ediliyor.
Bence herkes kendi olmalı.
Saygılarımla
Bu şiir ile ilgili 6 tane yorum bulunmakta