Nisan en zalim aydır, gövertir
Leylakları ölü toprakta, yoğurur
Anılarla istekleri, uyarır
Uyuşuk kökleri bahar yağmuruyla.
Kış, sıcacık tuttu bizi, örter
Toprağı unutkan karla, sürdürür
A penny for the Old Guy*
I
Bizler içi oyuk adamlarız
Bizler içi doluk adamlarız
Birlikte eğilen
Garip bir kedidir Rum Tum Tugger:
Kendisine bir sülün sunsanız, orman tavuğu ister.
Bir eve koysanız onu, bir daireyi tercih eder,
Bir daireye koysanız onu, o zaman da ev ister.
Fare yakalasın istersiniz, kendisi sadece sıçanları ister,
Sıçan yakalasın istersiniz, o zaman da bir farenin peşine düşer.
Efendim, Roma sümbülleri çiçeklenir kâsede
Ve kış güneşi emekler karlı tepelerde;
İnatçı mevsim sürmekte.
Hayatım hafiftir, bekler ölü rüzgârı,
Elimin sırtındaki bir tüy misali.
Güneş ışığında toz ve köşelerde hatıra
"Bir soğuk varıştı aldığımız sonuç
Yolculuk için yılın en kötü zaman
Hem yollar da öyle uzun, hava öyle keskin
Kışın tam ortasıydı."
Develer yağırlı, develerin ayakları ağırlı
Şimdiki zamanın ve geçmiş zamanın
Her ikisi belki de içindedir gelecek zamanın,
Ve gelecek zaman kapsanır geçmiş zamanda.
“Yukarı giden yol aşağı giden yolun aynısıdır”. (Heraklit)
o kahkayla güldüğünde, onun kahkahasına bulaştığımın
ve onun bir parçası olduğumun farkına vardım, onun
dişleri yalnızca rastlantısal yıldızlar olduğu zamana kadar,
talim yapan bir manga yeteneğiyle. Kısa kesilen solukların
içine çekildim, her bir an süren iyileşmede içe çekilen,
kayboldum en sonunda karanlık boşluklarında onun gırtlağının,
Karakışta bahar kendine özgü mevsimdir
Günbatımında donuklaşsa da sonsuzdur,
Zamanda asılı, kutupla dönence arasında.
Kısa gün ışıl ışıl olunca, ayaz ve ateşle,
İvecen güneş buzu tutuşturur gölcük ve hendeklerde,
Sıcaklığın yüreği olan rüzgihsız ayazda,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!