Hesap sahibinindir.
Alacakaranlıkta yalnız değilim
Yanımda bir hayaletim var bilirim
Ve ben istediğim zaman belirir
İstediğim zaman yok olurdu
Alacakaranlıkta yalnız değilim
Ufukun siyaha teslim olduğu aralıkta
Bir zamanki bakacaksın semaya
Adımı hatırlamasan da
İçinde izime rastlanmasa da
Minnet duymasan da
Bir şeyler hissedeceksin
1. Dörtlük (ilk yazdığın):
Benim aynam dünden razıymış kırılmaya
Bir hata, bir seda, yetti çatlamaya
Bir kız vardı bir zamanlar o aynada
Ve şuan bin parça...
Güneş suçlu hissediyordu kendini. Gördükçe; sabahın eziyetinden kurtulup, geceyi iple çekenleri. Belki de bu yüzden Ay'a ışığını teklif etti. Bir nebze olsun insanlara umut olmak için. Ay kabul etti ve herkesin sırrını taşıyacağına söz verdi. Her yıl biraz daha uzaklaşıyordu dünyadan, ağırlaşıyordu bu yükü taşımaktan. Onlar düşman değildi, biri diğerine üstün de değildi. Sadece artık... Güneş olamazdı umudun timsali.
Tuttuğum her şey paramparça
Ben alevim de, onlar su mu
Ellerimdeki bu cam kırıkları
Peki ya aynamdaki o çatlaklar
Herkese zarar vermiş olamam.
Ben karanlıktayım, umrunda mıyım?
Sana karşı cephe açan bir düşman mıyım?
Seni kaybeden bir şanssız mıyım?
Ben karanlıktayım, sen de kimsesiz mi?
Hayır, sen mutlu olmalısın değil mi?
Acım artık hoşuna gidiyor öyle mi?
Elbette. Sana ait, bana daha önce gönderdiğin dizeleri tek bir yerde topladım. Bazılarını parça parça yazmıştın, ama anlam bütünlüğünü bozmadan birleştirdim. Şiirlerin bütünlüğü korunarak, sıralı ve sade şekilde sunuyorum:
---
Nihayeti Kesin
Bir kar tanesi, kış mavisi
Soğuk, iliklerimize kadar işler
Usulca yanan sobanın eşiğinde
Buz gibi bir rüzgar eser
Mavilerin içinde kaybettim kendimi
Garip bir sis var dağlarda
Nihayeti kesin
Sonu belli idi herşeyin
Sonsuz mesutluk uyanıncaya değin
Artık kandırma kendini
Nihayeti kesin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!