Teyfik Abanoz
İzmir’in Kemalpaşa ilçesinde daha ağustos böcekleri susmamış ve Halley dünyayı selamlayalı birkaç ay olmuşken doğdu. Üniversiteye kadar bütün tahsilini İzmir’de tamamladı. Çocukluk döneminden gençlik dönemine uzun yıllar şiirler yazdı. Aşkı, şiir büyüsüyle anlatmaya çalıştı. Aşk mısralarda saklandığında sihirliydi. “Aşk varsa kanada ne gerek var? ” diyordu mısralarında şair. Gönlün kanatlarıydı aşk, hep sevgiliye kanat çırpan.
Üniversite tahsiline Balıkesir'de elektronik bölümünü bitirerek başladı. Devamında Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi'ni bitirdi. Edebiyata duyduğu aşk ile Anadolu Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü okudu. 2014 yılında ilk kitabı olan Kaybedenlerin Masalı isimli şiir kitabını çıkardı. 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrası yazdığı 15 Temmuz Şehitlerine Ya Allah Ya Şehit isimli şiiri ile 15 Temmuz Direniş Şiirleri Antolojisi'nde yer aldı.Uzun bir aradan sonra 2019 yılında ikinci şiir kitabı olan mahlası ile aynı isimli Arafi şiir kitabını çıkardı. Şu an yazmaya devam ettiği romanları ve ara ara kaleme aldığı şiirleri bulunmaktadır.
Eserleri
Kaybedenlerin Masalı
15 Temmuz Şehitlerine (Direniş Şiirleri Antolojisi)
Arafi
Mürekkebin Son Demleri (Şiir Antolojisi)
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!