TEVHİD'İN UYANIŞ DESTANI UHUD
Medine kuzeyinde kutlu bir dağdır Uhud
Rasul-i Murteza'nın taltif ettiği Uhud
“Uhud bizi sever, biz de Uhud’u severiz”
Dünya durdukça bizler bu destanı biliriz
Kureyş ordusu ; ikiyüz atlı üçbin asker
Komutan Ebu Süfyan , zırhlı yediyüz leşker
Üçbin deve , kadınlar , köleler de gelmişler
Beş Şevval çarşamba'da Uhud'a yerleşmişler
Hicrî üçüncü yılı Şevval ayı Medine
Ashabın komutanı da Rasul -ür Rahme
İkisi atlı , yüzü zırhlı bin tane yiğit
Çocuklar geri döndü gerisi babayiğit
Ancak onbeş yaşında iki gencecik fidan
Rafi' , ok atan mahir yakışıklı bir civân
Onu güreşte yenen Semüre bir pehlivan
Güreşirler de kabul eder Rasul-ü Zişan.
Münafıklar lideri Abdullah bin Übey'di
O meydan savaşına hiç taraftar değildi
"Sen çocuklara baktın , bizi dinlemedin" der
Üçyüz yandaşıyla O Uhud'tan çekip gider.
İslâm Ordusu , kısa yoldan Uhud'a vardı
Cumartesi sabah namazı burada kıldı
Ordu arkası Uhud , Ayneyn tepesi solda
Şehre doğru saf tutup güneş kaldı arkada
Elli okçu yerleşti okçular tepesine
Asla terk etmeyecek galip gelseler bile
Abdullah bin Cübeyr de okçular komutanı
Okla vuracaklar arkadan gelen düşmanı
Mücâhid sancağını Mus'ab bin Umeyr aldı
Zırhsız ashab grubuna da Hz. Hamza atandı
Süvari komutanı da Zübeyr bin El-Avvâm
Şahlanan bu yedi yüz yiğit Ashab-ı Kiram
Kureyş mübârezeyle savaşı da başlattı
Müşrik alemdâr Talha cenk meydanına çıktı
Karşısında Hz. Ali , ilk hamlede öldürdü
Kardeşi Osman'ı da Hz. Hamza yere gömdü
Ardından ordular bir birine de saldırdı
Kureyş'in tarafında davul , defler çalındı
Başında Hind ve ondört kadın ağıt yakıyor
"Sabah yıldızı bizler..vurun dönmeyin" diyor
Mücâhidlerde tekbir , sabırla saldırıyor
Yer ve gök orduları onları da koruyor
Hamza , Ali ve Ebu Dücâne kılıç çalıyor
Dalmış müşrik safına kelleler uçuruyor .
Müşrikler hüsrana da uğramışlar kaçıyor
Müslüman askerler de arkadan koşturuyor
Yirmi iki müşrikte telef olmuş yerlerde
Müşrik atlı birliği fırsat kollar geride
Zafer kazandık diye ganimete düştüler
Emri unutan okçu , mal derdine gittiler
Durumu gören Halid saldırıya geçmişti
Tepede kalan on okçuyu şehit etmişti
Ashab arkadan gelen düşmanı beklemedi
Şaşkına dönen mü'min tuzağı göremedi
İki ateş altında saf düzeni bozuldu
Allah'ın Rasulü'nü cengaverler korudu.
Vahşi'nin mızrağıyla Hamza yere devrildi
Parçalayıp kalbini Hind'e alıp getirdi
Rasul'ün yanağına miğfer parçası batmış
Taşla dişi kırılmış ve dudağı yarılmış
Peygambere benzetip Mus'ab şehit edildi
O'nu öldürdüm diyen sağa sola seslendi
Müşrikler de inanıp zafer bizim sandılar
Bunu duyan mü'minler paniğe kapıldılar.
Ka'b bin Malik " Rasulüllah burada.." bağırdı
Onu duyan sahabe etrafına toplandı
Yetmiş güzide yiğit şehit olup gittiler
Allah canlara bedel de Cennet verdiler.
Küffara zafer değil ne mü'mine hezimet
Yerde şehitler paran parça vahşet mi vahşet
Rüyanın tecellisi de var sanki içinde
Kim mü'min, kim münafık, çıktı Hakk'ın nezdinde.
Çan 7 Ocak 2020
Kayıt Tarihi : 7.1.2020 22:57:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!