Tevhid'in Uyanış Destanı Uhud

Hasan Hüseyin Arslan 2
82

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Tevhid'in Uyanış Destanı Uhud

TEVHİD'İN UYANIŞ  DESTANI  UHUD
Medine   kuzeyinde  kutlu  bir dağdır  Uhud
Rasul-i  Murteza'nın   taltif   ettiği     Uhud
“Uhud  bizi  sever,  biz  de  Uhud’u  severiz”
Dünya  durdukça  bizler  bu destanı   biliriz

Kureyş    ordusu   ;  ikiyüz    atlı  üçbin  asker
Komutan  Ebu  Süfyan , zırhlı  yediyüz leşker
Üçbin  deve ,  kadınlar ,  köleler  de  gelmişler
Beş Şevval  çarşamba'da Uhud'a  yerleşmişler

Hicrî   üçüncü  yılı   Şevval   ayı    Medine
Ashabın  komutanı  da  Rasul -ür Rahme
İkisi   atlı ,  yüzü   zırhlı   bin   tane    yiğit
Çocuklar  geri  döndü     gerisi  babayiğit

Ancak  onbeş  yaşında  iki gencecik  fidan
Rafi' , ok  atan  mahir   yakışıklı   bir   civân
Onu   güreşte  yenen  Semüre  bir pehlivan
Güreşirler   de   kabul   eder  Rasul-ü  Zişan.

Münafıklar     lideri    Abdullah     bin  Übey'di
O  meydan   savaşına  hiç taraftar    değildi
"Sen çocuklara  baktın , bizi dinlemedin" der
Üçyüz   yandaşıyla  O   Uhud'tan çekip  gider.

İslâm   Ordusu ,  kısa   yoldan  Uhud'a  vardı
Cumartesi   sabah   namazı    burada    kıldı
Ordu   arkası  Uhud ,  Ayneyn  tepesi    solda
Şehre doğru saf  tutup  güneş  kaldı  arkada

Elli      okçu      yerleşti    okçular      tepesine
Asla  terk    etmeyecek    galip  gelseler  bile
Abdullah  bin  Cübeyr  de okçular  komutanı
Okla  vuracaklar   arkadan   gelen   düşmanı

Mücâhid   sancağını   Mus'ab    bin  Umeyr  aldı
Zırhsız  ashab  grubuna  da  Hz. Hamza  atandı
Süvari     komutanı  da  Zübeyr   bin    El-Avvâm
Şahlanan  bu   yedi   yüz  yiğit   Ashab-ı    Kiram

Kureyş    mübârezeyle     savaşı    da     başlattı
Müşrik  alemdâr Talha  cenk  meydanına çıktı
Karşısında   Hz.  Ali   ,  ilk     hamlede   öldürdü
Kardeşi  Osman'ı da  Hz. Hamza  yere  gömdü

Ardından   ordular      bir   birine    de    saldırdı
Kureyş'in    tarafında     davul  ,  defler  çalındı
Başında  Hind  ve ondört  kadın   ağıt   yakıyor
"Sabah   yıldızı  bizler..vurun dönmeyin"   diyor

Mücâhidlerde    tekbir  , sabırla    saldırıyor
Yer ve gök  orduları   onları   da     koruyor
Hamza , Ali  ve Ebu  Dücâne   kılıç   çalıyor
Dalmış   müşrik   safına   kelleler   uçuruyor .

Müşrikler  hüsrana  da uğramışlar    kaçıyor
Müslüman  askerler de  arkadan  koşturuyor
Yirmi  iki  müşrikte    telef  olmuş    yerlerde
Müşrik    atlı    birliği    fırsat    kollar    geride

Zafer    kazandık    diye    ganimete   düştüler
Emri  unutan  okçu  ,  mal   derdine     gittiler
Durumu    gören   Halid   saldırıya     geçmişti
Tepede   kalan  on    okçuyu    şehit     etmişti

Ashab  arkadan  gelen   düşmanı  beklemedi
Şaşkına  dönen  mü'min   tuzağı    göremedi
İki    ateş     altında     saf    düzeni    bozuldu
Allah'ın   Rasulü'nü   cengaverler korudu.

Vahşi'nin  mızrağıyla  Hamza  yere  devrildi
Parçalayıp   kalbini   Hind'e    alıp    getirdi
Rasul'ün  yanağına  miğfer  parçası  batmış
Taşla   dişi   kırılmış  ve    dudağı      yarılmış

Peygambere benzetip  Mus'ab  şehit  edildi
O'nu öldürdüm   diyen sağa  sola     seslendi
Müşrikler de inanıp  zafer   bizim    sandılar
Bunu  duyan   mü'minler  paniğe   kapıldılar.

Ka'b  bin Malik " Rasulüllah burada.."  bağırdı
Onu      duyan    sahabe    etrafına     toplandı
Yetmiş   güzide   yiğit    şehit   olup    gittiler
Allah  canlara  bedel  de   Cennet    verdiler.

Küffara  zafer   değil   ne  mü'mine    hezimet
Yerde şehitler  paran parça  vahşet mi vahşet
Rüyanın     tecellisi    de   var    sanki       içinde
Kim mü'min, kim  münafık, çıktı  Hakk'ın nezdinde.

                Çan    7   Ocak   2020


Hasan Hüseyin Arslan 2
Kayıt Tarihi : 7.1.2020 22:57:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Hasan Hüseyin Arslan 2