Tevhid nuruyla boyandım,
Anda gafleten uyandım.
Zikrulah ile yıkandım,
Tevhide girdim tevhide.
Tevhidle şirkten arındım,
Cümle varımı eritim.
Canımı canana katım,
Tevhide girdim tevhide.
Tevhid şarabını içtim,
Nefsim ile savaş etim,
Hem deryaları cûşetim,
Tevhide girdim tevhide.
Kalbim tefeküre daldı,
Gözümden masivâ kalktı,
Benim yolum Hak'a vardı,
Tevhide girdim tevhide.
Tevhidle edebi buldum,
İlim irfan ile doldum.
Gülistan'a bülbül oldum,
Tevhide girdim tevhide.
Bu "Yahyâ" Bülbül olunca,
Bülbülere gül olunca,
Aşksıza gönül olunca,
Tevhide girdim tevhide.
Yahyâ Sâlih Altındağ (Fakîrulâhmelâmî.)
İstanbul.
29/11/2011/Salı.
Tevhid Nûr'u: Birlik ışığı.
Gaflet: Gafil olmak,dikkatsizlik,ne yaptığını bilmemek.
Tevhid şarabı: Birlik içkisi,Nûri zikrullah.
Şirk: Ortaklık,Allâh'a ortak koşmak.
Cûş etmek: Çağlamak,akıp gitmek,coşmak.
Tefekkür: Derin düşünme,işin şuuruna varma.
Masivâ: Allâh'ın dışındaki her şey,Allâh'tan uzaklaştıran her şey.
Edep: Güzel terbiye,iyi davranış,güzel ahlak,nezaket,zerafet.
İlim İrfan: Bilim,bilme,anlama,sezme,kültür.
Gülistan: Gül bahçesi,huzurlu,rahat ve zenginlik dolu yer.
Kayıt Tarihi : 25.7.2017 03:14:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!