Erzincan Çayırlı’nın kuş uçar ama kervan geçmez köyü olan Ördekhacı’da 1962’de doğdu. Bütün Dersimli’ler gibi, onun dedeleri de Horasan’dan sökün ettiklerini söylerler.
Şiir yazmasına gurbetçi babasının İstanbul’dan getirdiği bir radyo sebep oldu. (İTÜ öğrencilerinin deney amacıyla yapıp Tahsin ustaya sattıkları radyo İstanbul’da iyi çekiyor. Ama Ördekhacı’da, dağların arasında bir hışırtı kutusu.)
Bu satırların yazarı, bu hışırtılardan ötürü, yarısını anlayamadığı türkülerin üstünü tamamlayıp köyün kızlarına öğretiyordu. Ömrünce aldı ...
2000 yılının karakışında, Türkiye devleti hapishanelerdeki insanlara bir kez daha saldırdı. Bu şiir bitmeden ölenleri söyleyen rakamlar değişecek.
Karakışta yüzlerce genç kadın ve erkek ağır yaralı olarak “F Tipi” hücrelerine sürüklendi. Hükümet edenler, ordu, polis ve devlet kimliği taşıyan gizli katiller, kışkırtıcılar, muhbirler ve iş makineleriyle belediyelerin başkanları bu planlı öldürmenin içindeydiler.
Serap’a söylüyorum bu sözleri; hapishanede kurşunlanan Kürşat’ına onun. Yoldaşlarıma.
Türkiye’de F Tipi hapishanelere karşı başlayan ölüm oruçlarında bir çok insan can verdi. Yaşamayı sürdürebilenler ölümcül, sakat.
Söylesene köhneliklerin bastığı dünya, söylesene hangi yüzyıl sona erdi, başlayan hangisi?
Eğik başımız. Kurumuş gözlerimiz toprakta
Şr. Dr. Behçet Aysan'ın güzel yüzüne, anısına. Sivas Madımak Oteli'nde yitirdiklerimize
Defterini açıyor Giritli bir şafak
Süt mavisi ışıkta
—Orada duruyorsun
I
Boşluğu çektim. Yeter
Köpükten tüneller söndü
Göründü sözlerle yaşam arasındaki sökük
Gitmeliyim
Söz bitti
Nangaparbat Dağları bombalanıyor
Hindikuş yasta
Dizlerini çenesine çekmiş bir çocuk
Mezar-ı Şerif yolunda
I
Eşiğinde bekliyorum girmek için
Yolcuyum
Düşümüzün kapısıdır yüzümüz
Matara ve kalem taşıyorum hayatım
Bir ömürlük, bir ölümlük yollarda
Defterimde sislenen bahar göğünü siliyorum
Kurum bağlar diye korkuyorum içimizde sis
Manş denizi, Mont St Michel kıyılarından çekilmiş
Düşünsene, seher ermeden gidiyormuş
Bilen yok akşama gelir mi gelmez mi
Kadın diyor ki
Faşizme karşı savaşarak yaşlanmış
Charles Bonnefoy Paris’te
Kadehiyle nişan alarak
Le Pen’in afişini
“Can almak yetmiyor artık onlara, diyor
Çıkıp adlarını Paris’te bir duvara yazdım
Öldürülmüş komüncülere benziyor harfler
Tarihin ilk foto belgeleri... Karanlıkta yarı çıplak
Harfler
Bir deste unutmabeni
Ne çok olmuş Tevfik'le görüşmeyeli,şiirlerini okumayalı.Ne çok vefasız kalmışız.
Günün şiiri seçilen şiirini okudum.Birden inşaatın birinde çekiç murç çalışırken buldum kendimi.Uzun yolculuklara çıktım,geri döndüm bulamadım orada kendimi.Severdim Tevfik'i,şiirlerini anımsadım yeniden.Sağ olasın ...