Çakmak çakmak gözlerinle baktın yâr
Ilık ılık yüreğime aktın yâr
Bükülmeyen bileğimi büktün yâr
Ataş olup bedenimi yaktın yâr
Ellerin sözüyle esen yel oldun
Özün boşmuş sözün boşmuş yanıldım
Evvel yârim idin şimdi el oldun
Özün boşmuş sözün boşmuş yanıldım
Hançer vurdu yüreğime derinden
Kilitlenmiş gönüllere
Hiçle geçen ömürlere
Koparılan tüm güllere
Yanıyorum yanıyorum
Zora düşüyor başımız
Bir kusur ararsan çalarsın kara
Önce kendine bak kendinde ara
Dil yarası açar derin bir yara
Dostun bir çift sözü bulur arayı
Kalp kırmak insanın sanatı değil
Sevdandan çileli başım
Kanat vurmaz gönül kuşum
Yapayalınız kalmışım
Yaralıyım dost yaralı
Acı acı rüzgâr esti
Sebat eyledim de vardım âlime
Senden gafil olan güler halime
Arzu halim elbette ki valime
Eğilin ey dağlar yâre gideyim
Elimde tespihim gönlümde gülüm
Yüzsuyu dökülen insanı sevme
Kaşlarını eğ de başını eğme
Huyu bilinmedik güzeli övme
Ya sabır de yârenini bulasın
Al deyip karaya edepten çıkma
Balkanlardan çıkar yola
Belki uzun sürmez mola
Sabrın sonu hayır ola
Yaz gelecek memlekete
Odun kömür yaksak kesmez
Ezilen çiçeklere
Yakılan yüreklere
Yıkılan direklere
Yazık değil mi yazık?
Akıtılan kanlara
Sivas’ımın incisisin
Yıldız Dağı Yıldız Dağı
Gönlümüzde birincisin
Yıldız Dağı Yıldız Dağı
Çok büyülü iklimin var
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!