Tevfik ile Hicran Şiiri - Dinmez Er

Dinmez Er
1210

ŞİİR


10

TAKİPÇİ

Tevfik ile Hicran

I-
Adı: Tevfik
Soyadı:Üfler
Bildi bileli kendini zurna çalar.
Hemde sabahtan akşama,
Akşamdan sabaha kadar.
Hani, fena da çalmaz,
Salt anasına çalarsa para almaz.
Çalmadığı zamanlar aynaya bakar,
Yağlı kömür saçlarını tarar.
Kendine göre yakışıklıdır Tevfik.
Kaytan bıyıklı,kara kaşlı.
Gözünün biri mavi, biri ela,
Üflerken zurnayı,
Yan bakıyor Allah'a.
II-
Günlerden bir gün,aşkın saati
Gelmiş olacak ki,
Tevfik, gördü ansızın zurnasının ucunda,
Dalgalanan saçları,çalkalanan kalçaları.
'...yandım Allah ' diye bağırmak istedi.
Olur mu hiç?
Zurna ağzında.
Derken yine de sesler çatladı,
Nağmeler dağıldı.
Davulcu Selim'de Tevfik'i bir güzel haşladı.
Bir köçekti zurnasının ucunda oynarken gördüğü.
Adı: Hicran.
Çingeneler içinde bir afet,-i devran
Kalmadı şimdiye kadar,
Tevfik'ten başka yakmadığı can.
Uzun dalgalı saçlı,
Kuğu boyunlu,ak gerdanlı,
İri yeşil gözlü,mütenasip kalçalı.
Çingene demeye dilin varmaz.
Bir görmeli jikleti nasıl çiğner.
Şişirip nasıl patlatır Hicran
III-
İşte böyleeee! ..
Feleğini şaşırdı Tevfik o anda.
' hurdacı Hüseyi'nin eşeği tepti sandım.'
Diyerek anlattı Hicran'ı anasına.
'...ulan sen tabanı yarık bir çingane,
...sevdalanmak senin neyine? '
' Oğlum sen kokoz doğdun,kokoz öleceksin,
Hicran gibi gacoyu nasıl besleyeceksin? '
Dediysede anası, kar etmedi.
Tevfik'in gözü Hicran'dan başkasını görmedi.
Üfledi zurnasını içinde yanan ateşle.
Daldı Hicran'lı toz pembe hayallere.
Kalmadı Tenekeli mahallede duymayan.
Hicran'dan başka.
Hoş...Hicran duysa ne yazar?
Peşinde koşan onca paralı pullu varken,
Sapı silik zurnacı Tevfik'e kim bakar?
IV-
Aşık olmak bir nevi delilik hali,
Derler ya,doğruymuş.
Yine bir gün nasıl olduysa oldu,
Kanuni Parlak Mestan'la Hicran'ı
Çok uygunsuz bir vaziyyette gördü.
Çektiği gibi koltuğunun altından
Varı yoğu,herşeyi olan zurnayı,
İndriverdi Mestan'ın alnı balasına.
Düğünden daha şenlikli oldu ortalık.
Parlak Mestan hastanelik,
Zurnacı Tevfik karakolluk.
Zurna da peşrev olmaz ama,
Çatlak zurna da çalınmaz.
Çalan Tevfik'te olsa çekilmez.
Üstelik zurna çatlak değil,
Paramparça.
Aaahhh! ..Ne yer,ne içer,
Neyle kazanır Tevfik zurnası olmazsa?
Bir ağıttır tutturur:
Zurnamda zurnam, Hicran'da Hicran!
Zurna ile Hicran arasında arasında gide gele,
Polisin copunu kapıp zurna diye
Üflemeye kalkınca,
Komiser Kemal'i Hicran sanarak
Sarılıp da öpünce...
Aaaa...tamam demişler,
Bunu Mazhar Osman paklar.
V-
Zurnacı Tevfik Üfler fıttıralı,
Koskoca iki sene geçti.
Süpürge saplarını zurna yerine çaldı.
Her gördüğü kadını Hicran sandı.
Son günlerde tımarhanede
Bir şarkı dolandı diline;
Makamı,sözleri kendine ait belli.
Tıpkı zurna çaldığı günlerdeki gibi,
Akşamdan sabaha,sabahtan akşama dek.
Ağlamaklı söyler durur:
' Ahhh Hicraaannn Hicraaannn!
Yaktın beni,mahvettin hicran.
Bak işte kapına geldim.
Elmas gibi yıldızlar ellerimde,
Gökten senin için topladım.
Sana vermek için, çiçek yerine...'
VI-
Köçek Hicran ise,
Ünlü bir dansöz şimdi.
Kancık çok da afili,
Neonlu,posterli reklamlarda,
Adı,sanı,cismi koca koca.
Kıvırıyor, çalkalıyor.
Para pul deste deste.
Sevgililer de öylesine.
Eh...yaşam denen ne ki zaten?
Kimi için acı,kimi için tatlı,
Olaylarla sürüp gidiyor.
Üşütenler,sürünenler kimin umrunda?
Sevenler,sevilenler,
Bu dünyadan göçüp gidenlerde,
Çarçabuk unutulduktan sonra...

Dinmez Er
Kayıt Tarihi : 8.10.2007 12:43:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Adnan Altınsoy
    Adnan Altınsoy

    Beğeniyle okudum emeğinize sağlık kutluyorum. +10.

    Cevap Yaz
  • Mahmut Mücahit Özdemir
    Mahmut Mücahit Özdemir

    Eh...yaşam denen ne ki zaten?
    Kimi için acı,kimi için tatlı,
    Olaylarla sürüp gidiyor.
    Üşütenler,sürünenler kimin umrunda?
    Sevenler,sevilenler,
    Bu dünyadan göçüp gidenlerde,
    Çarçabuk unutulduktan sonra..../
    Hocam,siir o derece sürükleyiciki,o bayagi uzunca siiri ne zaman okudum anlayamadim,hatta bir ara durup,kanuncuyla kavgalarini bile seyrettim..! Bence kalin bir romanin ancak anlatabilecegi bu gercek hayat hikayesini,okuyucunun dimaginda öylesine canlandiriyorki,insan acaba filminimi seyrettim diye süpheye bile düsebilir ,ileriki zamanlarda.. Ben bu degerli eseriniz icin sizi kutluyor,selam ve saygilarimi iletiyorum.

    Cevap Yaz
  • Mahmut Mücahit Özdemir
    Mahmut Mücahit Özdemir

    Eh...yaşam denen ne ki zaten?
    Kimi için acı,kimi için tatlı,
    Olaylarla sürüp gidiyor.
    Üşütenler,sürünenler kimin umrunda?
    Sevenler,sevilenler,
    Bu dünyadan göçüp gidenlerde,
    Çarçabuk unutulduktan son..../
    Hocam,siir o derece sürükleyiciki,o bayagi uzunca siiri ne zaman okudum anlayamadim,hatta bir ara durup,kanuncuyla kavgalarini bile seyrettim..! Bence kalin bir romanin ancak anlatabilecegi bu gercek hayat hikayesini,okuyucunun dimaginda öylesine canlandiriyorki,insan acaba filminimi seyrettim diye süpheye bile düsebilir ,ileriki zamanlarda.. Ben bu degerli eseriniz icin sizi kutluyor,selam ve saygilarimi iletiyorum.

    Cevap Yaz
  • İbrahim Kurt
    İbrahim Kurt

    Bildi bileli kendini zurna çalar.
    Hemde sabahtan akşama,
    Akşamdan sabaha kadar.
    Hani, fena da çalmaz,
    Salt anasına çalarsa para almaz.
    Çalmadığı zamanlar aynaya bakar,
    Yağlı kömür saçlarını tarar.
    Kendine göre yakışıklıdır Tevfik.
    Kaytan bıyıklı,kara kaşlı.
    Gözünün biri mavi, biri ela,
    Üflerken zurnayı,
    Yan bakıyor Allah'a. -------Hocam kutlarım çok düygulu bir çalışma okudum saygılar sunarım .

    Cevap Yaz
  • Mustafa Halit Evcim
    Mustafa Halit Evcim

    güzel şiirinize tebrikler, yüreğiniz var olsun
    saglık ve esenlikler diliyorum
    tam puan
    saygılarımla

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (7)

Dinmez Er