Servet-i Fünûn (Edebiyat-ı Cedide) Edebiyatı’nın önemli isimlerinden biri olan Tevfik Fikret İstanbul’da doğdu. Recaizâde Mahmut Ekrem ve Muallim Naci’nin öğrencisidir.
Tevfik Fikret, edebiyatımızın yenilikçi ve farklı simalarından biridir. Hassas, kırılgan ve mağrur yanı ilk gençliğinden itibaren onu bulunduğu ortamlardan uzaklaştırmış; hatta bir süre inzivaya çekilmesine neden olmuştur. 1908 Meşrutiyeti’ne kadar önce Mirsad dergisinde, daha sonra da Malûmat dergisinde görev aldı. 1896 yılında Servet-i Fünûn dergisinin başına getirildi. Servet-i Fünun’dan sonra Aşiyan’a çekildi, eserlerini burada yazdı.
1901’e kadar Servet-i Fünûn anlayışına uygun bireysel şiirler yazan Fikret,1901’den sonra toplumcu şiirler yazar. Bunda Servet-i Fünûn’un kapatılmasının etkisi olduğu kadar, daha dergi kapatılmadan dergiden ayrılmasının etkisi de vardır. 1908’den sonra Hüseyin Cahit Yalçın’la birlikte Tanin’de çalıştı. Kısa bir süre sonra tekrar kendisiyle baş başa kalarak Meşrutiyetçileri eleştiren eserler vermeye başladı. Bundan sonraki yıllarını ülkenin içinde bulunduğu sorunlarla geçiren şair, yorgun düşmüş; hastalanmıştı. 1915 yılında öldü. Mezarı Aşiyan’ın bahçesindedir.
Tevfik Fikret, nazmı nesre yaklaştıran öncü bir şairdir. Şiirlerinde betimlemeler, mecazlar ağır basar. Aruz veznini kullanırken özellikle Türkçeye uygun kalıplar kullanmaya özen gösterir. Bütün güzelliğine değer verir. Kişiliğinin titiz, mükemmeliyetçi yanı şiirlerine de yansır. Serbest Müstezat’ın yanı sıra Sone, Terza-Rima gibi Batı’dan gelen nazım biçimlerini de kullanan Tevfik Fikret, ’Kulak için uyak’ anlayışını savunmuştur.
Tevfik Fikret’te parnasyenlerin ve sembolistlerin etkisi büyüktür. Şiirlerindeki karamsarlık, içe kapanıklık, şizoit bir ruh hali ve musiki sembolistleri; betimlemeler, üslûptaki mükemmeliyet arayışı, parnasistleri ifade eder.
Tevfik Fikret, gerek eski edebiyatı gerekse yeni edebiyatı önemli isimlerden öğrendi. İlk gençlik yıllarında eski edebiyata yönelik denemeleri vardır. Servet-i Fünûn’da yayınlanan şiirlerinde ise ‘Sanat için sanat’ anlayışına uygun, bireysel şiirlerinde aşk, doğa, sevgi, aile gibi konulara yer vermiştir. Bu şiirlerini ‘Rübâb-ı Şîkeste’ adlı kitabında toplamıştır.
1908’den sonra Batılı düşüncelerden etkilenmiş, daha materyalist ancak ikilemleri olan bir Tevfik Fikret vardır. ’Halûk’un Defteri’ nde topladığı şiirleri oğlu Halûk’a yazarken tüm gençliği hedefler. Didaktik ve öğüt vericidir.
1914’te çıkardığı ‘Şermin’ çocuklar için, hece vezniyle ve sade bir dille yazdığı şiirlerden oluşur.
Eserleri
Rübâb-ı Şîkeste, Halûk’un Defteri, Rübâb’ın Cevabı, Tarih-i Kâdim, Doksan Beşe Doğru,Şermin
Eserlerinden Örnekler
Balıkçılar
-Bugün açız yine evlatlarım,diyordu peder,
Bugün açız yine; lâkin yarın ümid ederim,
Sular biraz sakinleşir…Ne çare,kader!
-Hayır,sular ne kadar coşkun olsa ben giderim,
Diyordu oğlu,yarın sen biraz ninenle otur;
Zavallıcık yine kaç gündür işte hasta
-Olur.
Biraz da sen çalış oğlum,biraz da sen çabala;
Ninen,baban,iki miskin biz artık ölmeliyiz…
Çocuk,düşündü şikayetli bir nazarla:-Ya biz,
Ya ben nasıl yaşarım siz ölürseniz?
Halûk’un Amentüsü
Bir kudret-i külliye var ulvî ve münezzeh
Kudsî ve muallâ,ona vicdanla inandım
Toprak vatanım,nev-i beşer milletim…İnsan
İnsan olur ancak,buna iz’anla inandım
Şeytan da biziz,cin de,ne şeytan ne melek var
Dünya dönecek cennete insanla inandım
Fıtratta,tekâmül ezelîdir; bu kemâle
Tevrât ile,İncil ile,Kur’an’la inandım
Ferda
Ferda senin; senin bu teceddüd,bu inkılâb….
Her şey senin değil mi ki zaten? ..Sen ey şebâb.
……………
Sönsün müebbeden o cehennem; senin bugün
Cennet kadar güzel vatanın var,şu gördüğün
……………..
Uğraş,didin,düşün,ara bul,koş,atıl,bağır;
Durmak zamanı geçti; çalışmak zamanıdır.
Kayıt Tarihi : 11.3.2010 16:04:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!