Tevbe..(Kandil'e)
sıkıldın mı tevbe etmekten Hakk'a
bırak vebâllerin geride dursun.
Yaradan'ın affı vardır mutlaka,
yeterki O'na açık bir elin olsun.
Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın,
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Devamını Oku
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Sn.Mehmet BİNBOĞA,
İlk üç maddeyi not aldım.
İlk maddeye değil de, sonraki iki maddeye aynen katılıyorum. İlk maddede noktalı virgül kullanılabilirse de ben kullanma gereği duymuyorum. Teşekkürler...
Sn.Mehmet BİNBOĞA,
İlk iç maddeyi kaydettim. Aynen katılıyorum. Teşekkürler...
'Bağlaç - virgül ilişkisi
İzdüşüm Yayınları'ndan Ayşegül Yurdaçalış, 24 Nisan tarihli mektubunda şöyle diyor:
'(...) Sorumuz (ve sorunumuz): 'ama', 'fakat'
ve 'çünkü' gibi bağlaçların önüne virgül gelip gelmediği, bunun kesin bir kuralı olup olmadığı ve eğer varsa, bu kuralın çeşitli bağlamlarda değişiklik gösterip göstermediğine ilişkin. Bu konuda fikir edinebilmek için Bilge Karasu, Samih Rıfat, Roza Hakmen ve Fatih özgüven gibi, Türkçesine güvendiğim bazı yazarların metinlerini ve çevirimetinlerini taradım; sizin Türkçe Sorunları KılavuzuÔnuzda bu konuda kendime bir ipucu aradım, fakat ne yazık ki kendim için doyurucu ve karşımdakini
de ikna edici bir sonuca ulaşamadım. (...)'
Gerçekten de, imla kılavuzlarında ve dilbilgisi kitaplarında bağlaçvirgül ilişkisi
konusunda 'kesin' bir kural bulunmuyor. Başlıca üç imla kılavuzunda durum şöyle:
Ana Yazım Kılavuzu, bağlaçvirgül ilişkisi konusunda herhangi bir sınırlama getirmiyor (Adam Yay., s.54-55).
Bana göre en iyi tavır bu. Aşağıda açıklayacağım.
Dil Derneği'nin Yazım Kılavuzu, virgülle ilgili bölümünde, belirli birkaç bağlaç için virgül sınırlaması getiriyor: ''ve, veya, ya, ya da, ile, ki' bağlaçlarıyla ulaçlardan önce ve sonra virgül imi kullanılmaz.' (s.62)
AKDTYKTDK'nın imlâ Kılavuzu ise, öncesinde ve sonrasında virgül kullanılmayacak bağlaç sayısını üçe indiriyor: 'Metin içinde ve, veya, yahut bağlaçlarından önce de, sonra da virgül konmaz.' (s.54)
Görüldüğü gibi imla kılavuzlarında, Yurdaçalış'ın sorduğu üç bağlaç (ama, fakat, çünkü) ve benzerleri için virgül zorunluluğundan ya da sınırlamasından söz edilmiyor. Buradan çıkarabileceğimiz sonuç, bu konuda genel, tümükapsayıcı bir kural olmadığı, gerek duyduğumuz durumlarda bağlaçlardan önce ya da sonra virgül kullanabileceğimiz olmalı.
Her durumda virgül gerektirir diyebileceğimiz
bağlaç yok mu hiç? Bazı sözcüklerin, örneğin
'ancak' sözcüğünün, biri bağlaç olmak üzere birkaç anlamı var. Bu tür sözcükleri bağlaç olarak kullandığımızda, zihnimizin diğer anlamları devreden çıkarmasını kolaylaştırmak
için virgül gerekiyor.
Bağlaçlardan önce ya da sonra virgüle genellikle hangi durumlarda gerek duyarız sorusu içinse, virgülün kullanım yerleriyle ilgili olarak kılavuzlarda verilen diğer açıklamalara bakmak aydınlatıcı olabilir.
İlk elde bağlantı kurulabilecek durum, virgül yoluyla vurgulama olanağının bağlaçlar
için de kullanılabileceği oluyor. ikincisi ise, bağlacın hemen sonrasında bir aracümle ya da arasöz (sözcük öbeği) bulunması: Aracümleleri ve arasözleri bir çift virgül içine almanın da kitapta (kılavuzlarda) yeri var. Bu tür virgül çiftleri, bir tür ayraç işlevi görüyor. örnek: 'Anneannem gelemeyecek, çünkü, size söylememde herhalde sakınca yoktur, hastalığı epey ilerlemiş durumda.' Burada, cümlenin hangi ritimle okunmasını istediğimize bağlı olarak,
'gelemeyecek'ten sonra nokta ya da noktalı virgül de kullanılabilirdi. Buna karşılık,
'size söylememde herhalde sakınca yoktur' aracümlesi olmasa, 'çünkü'den sonraki virgüle gerek olmayacaktı.
Aracümle ya da arasöz öncesindeki bağlacın, Yazım Kılavuzu'nda sayılan 've, veya, ya, ya da, ile, ki' bağlaçlarından biri olması, sonucu değiştirir mi? Değiştirmesi için bir neden bulmak zor. Bu bağlaçlardan sonra da, anlam karışıklığını önlemek, bağlacı vurgulamak, bir aracümleyi ya da arasözü ayırmak gibi amaçlarla virgül kullanmak gerekebilir. Yukarıdaki örneğimiz, 'Annem ve, size söylememde herhalde sakınca yoktur, hastalığı epey ilerlemiş olan anneannem de gelemeyecek' biçiminde de olabilirdi.
Yeri gelmişken, aynı gerekçelerin bağfiiller (ulaçlar) için de geçerli olduğunu, bağfiillerden sonra virgül kullanılmaz diyen Yazım Kılavuzu'na katılmadığımı belirtmeliyim. Bağfiillerden sonra virgül kullanmak gerekip gerekmeyeceği de cümlenin içerdiklerine ve yazarın amaçlarına bağlı. Tıpkı 'gibi' sözcüğünden,
'-in' tamlama/iyelik ekinden,
'-ken' ekinden, 'nedeniyle'
anlamına gelen '-den' ekinden sonra virgül kullandığımızda ve kullanmadığımızda farklı anlamlar elde ettiğimiz gibi, bağfiilden sonraki virgül de anlamı değiştirebiliyor.'
Necmiye ALPAY
“Dil Derneği'nin Yazım Kılavuzu, virgülle ilgili bölümünde, belirli birkaç bağlaç için virgül sınırlaması getiriyor: ''ve, veya, ya, ya da, ile, ki' bağlaçlarıyla ulaçlardan önce ve sonra virgül imi kullanılmaz.' …”
Ben de bu kuralı kabul ediyorum.
***
MANA kediler için kullanılan bir söz... Üreme zamanındaki kedilere MANA KEDİ denir.
MÂNÂ, ANLAM...
Şimdi efendim, yeri değil belki ama bir fıkra paylaşmak istiyorum. Fakat fıkradan sonra bir bağlantı kurmaya çalışacağım. Efendim 'Temel bir kasabada karpuzculuk yapmaktadır. Bir grup gazeteci de 'kadınlar ne ister'? sorusuna cevap aramaktadırlar ve Temel'in bulunduğu kasaba, o günkü araştırma mahalleridir. At arabasının üzerinde Temel'i gören gazeteciler sormuşlar Temel'e; 'beyfendi, sizce kadınlar ne ister?' diye... Temel'in cevabı son derece ilginçtir ve 'vallah benden karpuz isteyiler' demiş!' Temel'in bu cevabı, kadınların aslında gördüklerini istedikleri olarak yorumlanabilir. Yani somut olarak o an alınabilir yani satın alınabilir her türlü şey kadınların ilgi alanındadır ve onu isteyebilecekleri kişinin kim olduğunu bilmelerinden dolayı, bunu elde etmeleri genellikle olasılık dahilindedir. Zira neyi kimden isteyeceklerini çok iyi bilmektedirler!... Şimdi, mübarek gün ve gecelerde kadınlar ve erkekler tek ortak paydada sadece müslüman devletlerde de olsalar buluşabilmektedirler, o da elbette ki isteklerini sağlayacak varlığın, ilk defa ikisinin birden farkında olmalarıdır. İşte garibim erkeklerin neyi kimden istemeleri gerektiğini bildikleri bu yegane gün ve gecelerde maalesef ki istedikleri de çoğu zaman verilmemektedir. Bu nedenle bu gün ve gecelerde ister istemez erkekler tarafından yazılan şiirler, müzik eserleri daha fazla olmaktadır, zira sadece o gece ve günlerde bu şansa sahiptirler. Bu nedenle bu gün ve gecelerde erkekler daha çok dua ettikleri gibi daha çok şey de üretmektedirler. Yani velhasıl-ı kelam yukarıda şairin de belirttiği gibi aslında hiç te şiir sayılmayan bu metnin tek çıkış noktası bahsettiğim bu sebeptir. Bu nedenle yoruma gerek bulunmadığı gibi şiir olarak değerlendirilmesi de söz konusu değildir. Saygıyla Mehmet Yücedağ
Şimdi..bu şiiri gűnűn şiiri őneren dàhil, şiiri ve içeriği vs. bir kenara bıraktık, imlà hatalarını işlemeye başladık. Dersimiz şimdi imlà yarışı.. ve noktalama işaretleri… Kiminki doğru ise o kazandı edebiyat yarışını…
Tabii gerçek edebiyat işlevinin tam işlenmediği yerlerde bunlar kaçınılmaz…Neyse..Içerik olarak bana pek bir şey ifede etmeyen bir şiir..Tabii yazarına saygıyla…
Ancak bakalım biz başka ilhamla şiir yazarsak ona saygı ne derce olacak? Tabii bu sorunun cevabını bana değil őnce kendinize yanıtlayın…
İnanç içsellikte ve Tanrı- ya da Allah ile kişi arasında olunca şu içerikte şiirlerde yazılabiliniyor..
Saygıyla..
Yanarsın
Buldunsa erdemi kepi üstünde
Dar simgesi varsa başın söylesin
Zihin ikinci kat mıdır fesinde
Girdinse zeminde, kaza yanarsın
Giderse zehirli duman yakana
Can diri bir tabut mezar yalvarsın
Boş içi kendin kul sanan bakana
Kandınsa yuvada, ırza yanarsın
Dinciyse kulun da bakın sözüne
Nankörse insan der, peki sen nesin
İç temizlik tamdır vicdan dininde
Erirse buz dağın, güze yanarsın
Sanaysa inancın bu bağırma ne
Top yeküne sin de hesabın sensin
Senin tapun sana bundan bana ne
Cennetse huri çok, kıza yanarsın.
'Şey' daima ayrı yazılır.
Ara söz veya ara cümlelerde tırnak hariç diğer ayırıcı işaretler:'parantez,iki virgül,iki kısa çizgi'kullanılır.
Ömer Asım Aksoy,
Ana Yazım Kılavuzu
Bu şiiri sayın Bakırcı hece şiiri o0larak yazmamış.Şaire yüklenmeye gerek yok. Adamcağız üç dörtlük yazmış ama, hece iddiasıyla değil. Sadece şiirde bazı heceler denk gelmiş; hepsi okadar. Ama şiir fiyasko: 'Günün şiiri' olacak kadar ilgi çekici değil. Bu benim görüşüm.
Dinsel yönden bazılarını cezbetmiş okadar.
Saygılar.
fazla pozitivizm... dar bir yaklaşım... kendini klonlama isteği... bırak veballerin geride dursun... yazan da şüphe etmiştir.. acaba iyi bişey mi dedim kötü bişey mi... yeni geldin aleme cahildin farzet... kazık kadar olduysan ama eşek aklıyla hareket ediyosan... bunu da allah'ın göz ardı edeceğini umdurmak okuyana... yanlış! miskin yürekler... ağızlarının suyu akmış bir halde Allah'ın hediyelerini beklerler.... bunlar olmasaydı çok güzel diyecektim.. ama doğru çizgiyi anlattığını iddia eden bir şiir dikkatle yazılmalıdır... zaten demek ki şairin kendisi de bilmiyordur ki böyle yanlışlarını.. içine doğru diye eklemiş. ya arkadaşlar gerçekten kusura bakmayın biraz mükemmelliyetçilik belki ama... kimse meleklerin yerini kapıp karşındakinin kötülüklerini hiçe saymasın... kötü insan umutsuz olmalıdır ki çareyi arasın... yoksa bir kötü insanın umudu herşeyin silinmesidir... hayır hiçbirşey silinmez affedilmek ayrı mesele.. insanlar neye sebep olabileceğini bilmeden atıp tutuyorlar..
'''Sizin yazım kurallarından bîhaber olduğunuz belli. Oradaki virgül, ara cümle için kullanılmış bir virgüllerdir.''
Biz noktayı virgülü geçtik. Tekil başladığımız cümleyi tekil devam ettirebilsek o da yetecek...
'Oradaki virgül, ara cümle için kullanılmış bir virgüllerdir.'
BİR VİRGÜLLERDİR ?
Sinirlenince ne hatalar yapar insan! Ben de yapıyorum bu tür hatalar. Bilmediğimizden mi? Hayır. Acelemizden... :)
Bu şiir ile ilgili 34 tane yorum bulunmakta