Tetiğe Sen Bas İstanbul Şiiri - Yorumlar

Halil İbrahim Durdu
2

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

hüzün ve isyanımın kentine...

bir kum saatinin boş yanına dökülü yüzüm
ki yüzüm aşinadır böyle parçalanmış hayatlara
şimdi sen de zaman gibi acımasızca kaplıyorsun ya üzerimi
istanbul! beni de at o çöl kalabalığına
dağınık yaşamlarımızı ört hüzünden kollarınla

Tamamını Oku
  • Erkan Karameşe
    Erkan Karameşe 14.10.2005 - 04:32

    malkoc bey sıze derinden bir hasiktir cekmek istiyorum.resmen adamın yazdıgı şiiri kıskanıyorsunuz.bu kaba konusmamdan dolayı bı ozur beklemeyın. cunku sızın yazdıklarınız daha şevk kırıcı cinsten. şiire sahip çıkan genç kuşak buldunuz ve acımsızca eleştiriyorsunuz. hele şiir hece ile yazılır gibi bi üstad havasındaki yorumlarınız ise siz kim oluyorsunuz dedirtiyor adama. bırakın eleştirmeyi de takdir edin biraz.çok kallavi bi şiir yazanı da takdir ettim bu arada.

    Cevap Yaz
  • Akal Günay
    Akal Günay 01.06.2005 - 22:18

    Üstad;Fazıl Hüsnü Dağlarca.Vehbi Koç Vakfınca edebiyet kültür alanında verilen ödüle layik görülmüştür.İşte hepimizin gurur duyacağı bir vaka.
    İşte bizler hep böyle olmalıyız.İnşallah aramızdan daha niceleri çıkar,bizleri mutlu eder.
    Üstadım o yüce ellerinden öper,saygı ve sevgilerimi sunarım.
    Üstadın güzel bir şiirini siz şair sever dostlarla paylaşmak istiyorum.

    Yarisma

    Aklarin yarismasini yaptilar
    Tanri katinda
    Dediler en guzeldir ne ki ak
    Katildi bulutlar melekler yatirlar
    Yikanmis camasirlar bile katildi
    Bin kus katildi
    Kartal leylek marti guvercin...
    Bin teki ak

    Nasildi deniz
    Nerelere uzaniyordu ses
    Niye yasiyorlardi kim
    Nicindiler
    Birinci secildi nelerden sonra
    Bir korun ellerindeki ak

    Fazil Husnu Daglarca

    Cevap Yaz
  • Suna Doğanay
    Suna Doğanay 01.06.2005 - 20:45

    Tebrikler. Her satırı birbirinden güzel, şiirinizin.'Hangi köşeni dönsem, önümde çıkmaz bir hayat'. Onca kalabalığın içinde yalnız bir şehir ve çıkmaz hayatlara mahkum. Başarılarınızın devamını dilerim.
    Suna Doğanay

    Cevap Yaz
  • Akal Günay
    Akal Günay 01.06.2005 - 15:08

    Sevgili Zarifoğlu,bu sitede şair olan ve şair olmayan yani ziyaretçilerimiz cahil değildir.Gayet kültürlü ve zarif insanlardır.Bizim sanat ve sanatçıya saygımız vardır.Ara sıra aklımızın yettiği,kalemimiz yazdığı kadar yorum yapmaya gayret ediyoruz.Tabi ölçülü ve saygı çerçevesinde.Ben bu güne kadar yaptığım yorumlarımda kimseye hakaret ve aşağılayıcı bir üslüp kullanmadım.İstanbul şiir yarışmasında derece alan hiç bir şair arkadaşımın şiirinin altına da şair ve şiiri hakkın da bir görüş yazmadım.Böyle bir yeteneğim de yok:Jüri beğenmiş seçmiş,
    belediye de seçmiş diğer şiirleri yayınlamış.Bizim yorum yapmak gibi ekstra bir düşüncemiz olamaz.
    Şiirlerin altına eski İstanbul şiirlerini yazarak renk katıyoruz.Bu arada yazılan bazı şiirler de eski şiirlerden alıntı ve de bire bir alıntılar görüyor onuda kibar bir uslupla anlatmaya çalışıyoruz.Biz direkt şairi işaret ederek bu böyle yapmıştır demiyoruz.
    İstiyoruzki böyle olmasın diğer şair arkadaşlarımızın hakkı yenmesin.Hak adil ve mertçe yerini bulsun.Neyse zaman içinde bunlar düzelir umudu ile.
    Kişilerin, öğretmen,memur,işci,çiftçi,öğrenci,doktor olmaları bence önem teşkil etmiyor.İnsan olması önemli.İnsan doktor olabilir,ama literatürü takip
    etmez ve kendisini yetiştirmezse iyi doktor olamaz.
    Kişinin psikolojik sorununuda ancak bu işin uzmanları karar verir.Başkası buna yorum yapamaz.
    Etik değildir.Otuz beş yılın edebiyatın içinde olursunda şair olamazsın,yazar olursun,yada gazeteci olursun.Yüce yaradanın insana verdiği bir yetenek olsa gerek ( diğer faktörler hariç ).Şairde ve şiir de her zaman bir gizem vardır.Benim Antoloji Com. Sitesin de şiirlerim olmadığı gibi herhangi bir şeyin satışınada ihtiyacım yoktur.Kullandığınız kelimelere de pek anlam veremiyorum:Kavga ederim,ölümüne,iğrenç v.s...Burada genç arkadaşlarımız var.Kırşehirli olduğunuz yazıyor nicknamenizin altında.Benim iyi dostlarım vardır Kırşehirli,biri sigortacı,biri doktor,biri rektör.Çok kibar ve asil insanlar..Şair hiç bir zaman en iyi şiirini yazamaz.Ancak hakkın rahmetine kavuştuktan sonra okuyucuları onun en iyi şiirini seçer bulur.Ben buradan hiç bir kişiye cevap vermeme rağmen direkt böyle ödüllü bir şiirin altına nickimle hitap edilince karınca kararınca yanıt vermeye gayret ettim.Bu tip polemikler şiire bir şey kazandırmaz.Boş verin kim kime ne demiş,o iş için tv ler de yeterince program var zaten.
    Harvardlı derki:Şiir yazalım ,içimizden geldiği gibi,
    kimsenin şiirlerinden alıntılar yapmayalım ( Şair arkadaşlarımı tenzih ederim ).Kimsenin hakkını çalmayalım.Ben bütün yorumlarımı bu yarışmada kazanan tüm şiirlerin altına yazıyorum.
    Hepinizin önünde saygı ile eğilir,sevgilerimi sunarım.

    Cevap Yaz
  • Şeref Öztürk Usta
    Şeref Öztürk Usta 01.06.2005 - 13:46

    nesir tadında içinde öyküsünüde barındıran serbest yazılımda aranan ögelerle dolu ,az da küskün .
    yüreğini koru dostum, bu kadar küsersen istanbulu sevemezsin sonra .ağzına kalemine yüreğine sağlık.ustaca işlenmiş bir tema.devamı gelecektir umarım.saygılar ,selamlar.

    Cevap Yaz
  • Gökten Aydoğdu
    Gökten Aydoğdu 01.06.2005 - 12:03

    yüreğinize ve kaleminize sağlık

    Cevap Yaz
  • Sevgili Özbek
    Sevgili Özbek 01.06.2005 - 00:46


    bir rus ruleti kurşununun tek başınalığına sarılı gövdemiz
    kalbimin anahtarını kaybeden bir şehrin
    bedenimde tutuklu kalmasıydı kısık gözlerimiz
    daha başında kaybedilmiş bir oyundu belki oynadığımız
    seninle biz namlusuna ihanet eden kurşunlar kadar bile olamadık istanbul!
    Güzeldi..Basarilar..

    Cevap Yaz
  • Mehmet Erdal Kaya
    Mehmet Erdal Kaya 24.05.2005 - 22:11

    Ben de ara sıra serbest vezinle şiir yazmama rağmen Sayın Nihat Malkoç'un değerlendirmelerine katılıyorum.

    Mehmet ERDAL KAYA

    Cevap Yaz
  • Nihat Malkoç
    Nihat Malkoç 24.05.2005 - 21:47

    HECENİN YETİM ÇOCUKLARI
    M.NİHAT MALKOÇ

    Bilindiği gibi şiir hece ölçüsüyle,aruzla ve serbest tarzda yazılır.Hece ölçüsü bin yıldan beri özellikle halk şiiri geleneğiyle günümüze kadar gelmiştir.Bu süreç içerisinde binlerce büyük halk şâiri yetişmiştir.Yunus Emre,Karacaoğlan,Aşık Veysel bunlardan bazılarıdır.Bu ekol çok köklü bir geleneğe sahiptir.
    Hece ölçüsüyle şiir yazmak sanıldığı kadar kolay bir iş değildir.Çünkü hece,şiirde bir disiplinin adıdır.Öncelikle dizelerdeki hece sayılarının eşit olması gerekir.Ardından durakların da baştan sona kadar aynı düzende devam etmesi şarttır.Yani meselâ 11’li ölçüyü tutturmak yeterli değildir.Bunun durakları da vardır ve olmalıdır.İlk mısranın durakları 6+5=11 ise ötekilerin de öyle olma mecburiyeti vardır.
    Bunun yanında kafiyelerin kusursuz olması gerekir.Beytin veya dörtlüğün aynı kafiye türüne sahip olması lâzım.Dörtlüğün tamamı aynı kafiyelenmelidir.Bir dize başka,öbürü başka olamaz.Bunun yanında bir de kafiye örgüsü vardır.Düz kafiye,çapraz kafiye,sarma kafiye diye…Buna da uymalıyız…Kafiyeyle redifi de birbirine karıştırmamak gerekir.Meselâ iki çekim eki kafiye olmaz;redif olur.Tunç kafiye ve cinaslı kafiye de ayrı bir ustalık gerektirir.Kısacası heceyle şiir yazmak bazılarının sandığı gibi kolay bir iş değildir….Bunu başarmak hüner ve çaba ister.
    Bazılarının heceyle ilgili klasik yakınmaları vardır.Neymiş efendim heceyle yazarken duygular kısıtlanıyor.Çok güzel bir benzetme buluyorsun ama hece ölçüsüne uymayınca terk etmek zorunda kalıyorsun.Şiir yazmayı alelâde bir iş olarak mı görüyorsunuz?Marifet bu kısıtlamalara rağmen güzel eserler vücuda getirmektir.Türk şiirinde bunu başarmış pek çok mümtaz isim mevcuttur.
    Hece bir söz disiplinidir.Yok neymiş,hisleri prangalara vurmamalıymışız…Git o zaman deneme yaz…Hikaye yaz….Kelimeleri leblebi gibi beyaz sayfalara savurmak mıdır şiir?....Bu mu sizin sanat anlayışınız?Benim soyut hikayelerim var(Bazıları bunlara postmodern hikâye diyormuş…) Alın o hikayeleri; sıralayın cümleleri alt alta…Alın size serbest şiir…Bundan sonra ben de hikâyelerimdeki cümleleri yan yana değil de alt alta mı yazsam?Bunu hiç düşünmemiştim.Hay aklımı seveyim…İyi fikir…Kim tutar beni!!!!!
    Bir de aruzla yazılan şiirlerimiz var.Osmanlı devleti zamanında zirveye çıkan aruz şiirinin de kendine mahsus pek çok kuralı vardır.Yok işte aruz kalıplarına uyacaksın;imale,zihaf,med,ulama yapacaksın gibi…Bu şiir altı yüz yıl boyunca yaşamıştır.Çok da mükemmel eserler ortaya konulmuştur.Fuzulî,Bakî,Nef’i,Nâbî,Nedim,Şeyh Galip bu tarzın üstatlarıdır.Dil inkılabıyla beraber bu şiir de tarih olmuştur.
    Divan şiirinin son büyük üstadı bir Mevlevi şeyhi de olan Şeyh Galip’tir.Divan şiiri maalesef bugün müzeye kaldırılmıştır;esamesi okunmamaktadır.Bu ayrı bir tartışma konusu…Ben bugün bu şiirin tekrar canlandırılması gerektiğini savunmuyorum.Onu bir kenara bırakalım ama asla yok saymayalım.Onu yok sayarsanız edebiyatımız kuşa döner.
    Gelelim serbest şiire…Ben serbest şiirin varlığını inkâr eden bir insan değilim.Şiirde ne kadar çeşitlilik ve alternatif söyleyiş tarzı olursa bu edebiyatımız için o kadar kârlıdır.Fakat serbest şiir derken bazıları bu serbestliği başıboşluk olarak anlıyorlar.Serbest şiir demek,ne söylersen şiir olur demek değildir.Onun da kendine mahsus söyleyiş ilkeleri vardır.
    Önüne gelen ne idüğü belirsiz imajlar icat ederse bu yazılanları,o eseri yazandan başkası anlamaz…Biraz daha da ileri giderek şunu söylemek istiyorum..Serbest şiir yazdığını söyleyen bazı aşırı serbestler(!) ne dediklerini kendileri bile bilmiyorlar.Ben atayım,onlar mânâlandırsınlar.Nasıl olsa şâirlerin hayal dünyası sorgulanamaz.
    Hatta ne idüğü belirsiz şiirler bugün daha çok tutuluyor.Vay be….Adam ne biçim yazmış…Hiçbir şey anlamıyorum bu dizelerden…Ben de ne cahilmişim…Hele bu şiiri bir çözsem kim bilir ne harika mânâlar çıkar altından…Gelsin övgü dolu yorumlar….”Yüreğine sağlık…” diye başlayan samimiyetten uzak dilekler…Sormalı o kişilere anlamadığın,çözemediğin şiirin güzel olduğuna nasıl karar veriyorsun?Güzelliğin ve mükemmelliğin ölçüsü anlaşılmazlık mıdır?Bu kanaat akılla ve mantıkla bağdaşır mı?Kerameti kendinden menkul diye bir deyimimiz var ya….Aynen uyuyor bu anlaşılmaz şiirlerin hayranlarına…
    Şiir üzerine konuşulsun...Herkes yazıyor ama şiir teorisi konuşulmuyor...Şiir tahlilleri yapılmıyor...Herkes üstât...Ama niçin? ...Güzel şiir nedir? ....Şiir değerlendirmelerinde kıstaslarımız neler olmalıdır? Bunlar konuşulsun...Şiir tabu olmaktan çıkarılsın.Şiir özneldir deyip işin kolayına kaçılmasın....Kimse iyi şiir yazıyorum diye kendini kandırmasın.....Bu, şiirin geleceği açısından hayatî öneme sahip bir mevzudur..Ben biraz da bunun peşindeyim...
    Kurumasın söz ağacı....Gelişsin,serpilsin,yeşersin,gürleşsin...Serbestlik serbestlik de bu kadar mı? ...Bunun bir sınırı olmalı...Pek çok şâir ne yazdığından kendisi bile haberdar değil...Şiirlere methiyeler dizilince kendisi de şaşırıyor...Tabiki,argo tabirle söylemek gerekirse çaktırmıyor da! ..Şiirde anlaşılmamak marifet olarak telâkki edilmemeli….
    Başımızı kuma gömmekle hakikatleri görmezlikten gelemeyiz. “Güneş balçıkla sıvanmaz” demiş atalarımız...Herkes bir yol tutturmuş gidiyor.Bu başıboşluk hayra alâmet değil..Ben bir kıvılcıma vesile oldum.Bu ateşi korlaştıracak sizlersiniz...Tartışmaktan zarar gelmez...Fikirler tartışılarak gerçeklere varılır.
    Son yıllarda ülkemizde bir serbest şiir furyası esiyor.Bin yıllık heceye kimse itibar etmiyor…Serbest yazmak moda oldu….Hatta heceyle yazanlar çağa ayak uyduramamakla suçlanıyor…Hatta bir Şâir(!) benim heceyle yazdığım şiirleri eleştirirken “Siz Yahya Kemal’i bile aşamamışsınız…Neyin peşinde koşuyorsunuz?…” diyordu.Yahya Kemal sanki sıradan bir şâir de ben onu bile aşamamışım…Soruyorum şiirle uğraşanlara: “Bugün Yahya Kemal’i aşan bir isim var mı?” O büyük şâiri aşsam sen benim şiirimi eleştirmeye cesaret edebilir misin?Yani sapla saman karışmış bir durumda…
    Ben bu hece düşmanlığına bir anlam veremiyorum…Heceyle yazanlar,bazı aşırı serbest şiir üstatları(!) gibi makinalaşarak vatanlarına mı ihanet ettiler?….Peki niçin hece şâirlerinin karşısına dikiliyorsunuz?Onların da hislerini ifade etme hakları yok mu?Hececiler niçin üvey evlât muamelesi görüyor?
    Son yıllarda yapılan şiir yarışmalarını hep takip etmişimdir…Bu müsabakalarda birinci seçilenler hep serbest tarzda yazan şâirlerdir.Madem öyle,bu yarışmalar “serbest ve hece ölçüsüyle yazılanlar” diye ayrı kategorilerde değerlendirilsin…Olmazsa şartnamelere “Bu yarışmaya ölçülü ve kafiyeli şiirler katılamaz” diye bir hüküm konsun!….
    Bunlar da olmazsa Kültür Bakanlığı’na bir teklifle giderek heceyle şiir yazılmasını yasaklayın…Konuyla ilgili kanun hükmünde kararnameler çıkarttırın!…Yine de heceyle yazanlar çıkarsa büyük Divan şâiri Nef’î’yi boğdurdukları gibi siz de bu asi herifleri darağacında sallandırın…Hem heceyle şiir yazmak Kopenhag kriterlerine de aykırı!!...Bizi Avrupa Birliği’ne almazlarsa bunun asıl suçlusu hece şâirleridir.Hecenin bu yetim çocuklarının bu ileri çağda yaşamaya ne hakkı var ki!.....

    Cevap Yaz
  • Ahmet Nural Öztürk
    Ahmet Nural Öztürk 19.05.2005 - 23:24

    Kutlarım.

    Ahmet Nural Öztürk

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 22 tane yorum bulunmakta