Keman teli sokaklarında güzelliğin musikisi
İstanbul kalbimde doğuyor
Yanak yanağa sıkışmış bulutlardan yağan rahmet gibi
Sözlerin izaha muhtaç, ispata mahkum
Ama anlatmaya ne hacet
Beyhude uğraş işte
İstanbul kız kulesi
İçimiz gökyüzüne akar
Şeb-i arüs gibi
Dünyanın dalaverelerine inat
İstanbul göz bebeklerimizde açan bir gül
Havası yetiyor yaraları sarmaya
Hayatın yaşanmışlığında kalan deltalı izler
Yorgun solgun zamanlar içinde
Kalan bir mihnet
Nasıl bir hengamedir
Nasıl bir külfettir bu
Galeyana gelmiş insan gölgeleri
Dehliz hayallerini
Pejmürde acılarına karışmış
Silikleşmiş ahududu gülüşler
Mısralarım ağlıyor
İntibamı yazdım ellerimle
Sabahın arifesinde...
İstanbul yanan bir deniz feneri
Yelda gecelerinde, söylemenin arifesinde
Hazan serinliğinde istanbul öyle bir dünya ki
Orhan Velinin mısralarında
Camları terleyen evlerin kimsesizliğinde
Belki bir çocuğun şeytan uçurtmasıyla
Uçuçböceklerinin kanatlarında
İstanbul yorgun bir balıkçının umutlu gözlerinde
Bu namütenahi devri-alem
Kuş sesleriyle bizi alıp ötelere götürür
Kuşlar bizim bakışımız olur
İştiyak ağlamaları içinde
Binlerce sonsuzu yaşatır bir anda
Esir eder kendine parçalanmış canları
Hatırla!
O menekşelerin renk cümbüşünü
Bize yürek iklimlerini yaşatmasını
Ve o maltepe sahilini
Vapurların gözümüze yağdığı
Ve günün çiğ ışığındaki o anı
Müstesna şantözün dile getirdiği şarkıyı
İstanbul vefa borcu oldu
Kalbimiz ona çilingir
Kırgınmıdır acaba bize istanbul
Sularının bazen hırçın, bazen yorgun olması
Kırgınlığından mıdır?
Biz hiç bilmedik ki
O ne hissetti.
Kayıt Tarihi : 23.3.2006 12:02:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (2)