25.
Yanılmıştık. Ve bunu fark ettiğimizde şunu da çok iyi biliyorduk. Açığa çıkan bir yanılgı daha fazla görmezden gelinemezdi. Geriye tek bir şey kalmıştı; bitirici darbeyi kimin indireceği. Ben o kadar cesur değildim, çayla oyaladım kendimi bir müddet. Sen ise yalan da olsa kurulu bir düzeni yıkmaktan imtina ediyordun. Belki de yeni bir hayata başlamak için şarj ediyordun kendini gizli gizli kim bilir? Ben mütemadiyen çay demledim, sen ojelerinle meşgul oldun. Derken birgün kaçınılmaz olan gerçekleşti. Yüzüme bile bakmadan mırıldanır gibi açık pembe ojenin yakışıp yakışmadığını sordun. Ben de açık pembe ojeden nefret ettiğimi söyledim. İkimiz de o an fark etmiştik bunun son konuşma olduğunu. Sonra sen usulca kalkıp eşyalarını topladın ben de çayın altını kapattım. Sonra başka ufak tefek şeyler de girdi tabi araya ama artık her şey teferruattı..
(Severdim aslında açık pembe ojeyi. Ve sen daha dış kapıyı kapatır kapatmaz tırnağınla etinin arasındaki imkansız incelikte çizgiyi özlemeye başlamıştım bile. Ama artık bunun bir önemi yok. Yanılmıştık. Ve hiçbir yanılgı sonsuza kadar görmezden gelinemezdi.)
Ali LidarKayıt Tarihi : 22.6.2015 15:35:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)