249.
Ara sıra kesilen, zaman zaman da şiddetini artıran rüzgar, içi gibiydi adamın. Lise'deyken Lodos, Karayel, Keşişleme gibi türleri olduğunu öğrenmiş; ne bok yiyeceğini bilemeyen rüzgar diye bir türü ise hiç duymamıştı..
"Bir kuş olsam kanatlarımı hiç çırpmadan ona doğru süzülürdüm" diye geçirdi içinden. "Kavak poleni olsam savrulurdum ona doğru. Hiç değil, içi boş bir poşet olsam, karasız rüzgarın her esintisinde ona biraz daha yaklaşırdım." Mırıldandı sonra, "polen yada poşet olamadığı için bile üzülebiliyormuş insan.."
Gülümsedi sonra, ucuz kitaplarda yazılan türden 'acı acı' gülümsedi. Sonra birasından büyük bir yudum alıp aşağıya baktı. Bulunduğu balkonun altından güneye ve kuzeye doğru hızlı hızlı yürüyen insanları gördü. Herkes bir yere doğru gidiyordu kararlı adımlarla. Herkesin işi vardı sanki ve sanki herkes bir yerlere yetişmenin telaşına düşmüştü. Bir süre daha boş boş baktı adam, sonra birasından daha da büyük bir yudum çekip, "bir tek ben ve rüzgar" dedi. Bir tek ben ve rüzgar varız, nereye gideceğimizi bilmeyen! "
Kayıt Tarihi : 23.6.2015 15:35:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)