222.
Sen ne yaparsan yap sabah olur. Beş bilmem kaç sikim milyar yaşında lan dünya. Bak bakalım geriye, kaç kere doğmamış güneş?
Çok içtiğin, kafanın durdurma kolu bozulmuş atlıkarınca gibi döndüğü ve bokuna kadar kustuğun geceleri düşün. Şey dediğin hani ‘Ulan bir daha böyle içersem siksinler beni! .’ Ee bak bakalım kaç gece daha deliresiye içtin, içmeye tövbe ettiğin gecelerin üstüne.
Bazen gücün masadaki peyniri kesmeye bile yetmez. Öyle zamanlarda iyi ki Orhan Gencebay var dersin. Ve sessizce akan göz yaşlarını gömleğinin koluyla silerek mırıldanırsın. ‘Olsun lan, ne kaldı ki şurada sabaha..’
Bir deniz bekliyorduk. Duvara çarpıp ölmesi gibi
özgürlüğüne uçan bir kuşun. Anlamın
düğüm olduğu zamanlar. Bütün yaraları
denedim. Ağzımda kan tadı. Saklanacak
o su kıyısı uzakta. Dağıldım
yaşlandığım yol için. Hangi çağa gittiysem
Devamını Oku
özgürlüğüne uçan bir kuşun. Anlamın
düğüm olduğu zamanlar. Bütün yaraları
denedim. Ağzımda kan tadı. Saklanacak
o su kıyısı uzakta. Dağıldım
yaşlandığım yol için. Hangi çağa gittiysem