142.
4 yaşındaydım. Okumayı da biliyordum bir şekilde. Kolumu kırdım bir gün. Babam çıkıkçıya götürdü beni. Tabi bağırıyorum feryat figan. Babam kucakladığı gibi beni, yola koyuldu. Arabamız yoktu. Galiba mahallede kimsenin arabası yoktu. Babamın kucağını hala unutamıyorum, hiç o kadar ısınmamıştım. İçimden dedim ki keşke kolum hiç iyileşmese babam da beni hiç yere indirmese hep kucağında taşısa.. Neyse çıkıkçı kolumu alçıya aldı. Dönüşte de şimdiki Yimpaş'ın oralarda küçük bir kitapçıdan Pal Sokağı Çocukları'nı aldı bana. Banan alınan ilk kitaptı o. O kadar sevinmiştim ki, bir insan hiçbir zaman hiçbir şeye bundan fazla sevinemez herhalde. Sevinçten ve kitabın kapağını sağlam olan sol elimle okşayıp durmaktan üç gün başlayamadım okumaya. Sonra hep okudum, hayatım boyunca düzenli olarak yaptığım tek şey okumak oldu. Belki de o kitaptan aldığım lezzeti ve onu okurken yaşadığım mutluluğu aradım okuduğum her yeni kitapta. Bulamadım.. Ben hiçbir kitabı o kitap kadar, o kitap gibi okumadım..
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla