Değerli arkadaşlar;
Hepimiz hayatlarımızda çok zor zamanlar geçirmişizdir, ben de hayatımda 2 kez çaresiz kaldığımı düşündüm.
1. Yalova da yaşadığım 17 Ağustos 1999 depremi,
2. 1 Aralık 2020 günü kiminizin evinde öğrendiği ve üzülerek yaşadığı, kimiyle de hep beraber yaşadığımız ve bir daha kimsenin yaşamasını istemediğim o sıkıntılı günler.
1 Aralık günü vardiya değişimi yaptığımızda 1 saat içinde ne olduğunu anlamaya çalıştık ve ne yapmamız gerektiğine karar verdik, tam izolasyona geçtik ve durumu İl Müdürlüğümüze ve Sağlık Müdürlüğüne bildirerek hemen durum tespiti istedik, sonuçlara göre pozitif çıkan vakaları sabahlara kadar hastaneye göndererek ya yatışı, ta da reçeteli olarak tedavisine başlandı.
Bu arada virüse maruz kalan ve sonucu pozitif çıkan arkadaşlarımızdan 4 ‘ünü evine göndermemiz,
1 personelin de hastanede rahatsızlanması sonucu az sayıda personel ama pozitif çıkmasına rağmen ben pozitif yaşlıların bölümünde çalışacağım, eve gitmek istemiyorum diyen başta Emin TATLIDİL, Mustafa VURUCU, Hatice TURAÇ, Zeliha OKÇU, Hemşire Semahat ALIÇ, Aşçı H.Gülsüm ERDOĞAN ve geçen vardiyadan devam eden Ayşe KALIN, Suphiye KAYNAR ve Hatice TURAÇ, bir telefonum ile başüstüne müdürüm deyip, herkesin gitmemek için bahaneler ürettiği, gidenlerin kaçtığı hastaneye giderek 10 gün hastalarımızın başında yatan ve koşturan, sana bir vardiya izin vereceğim dediğimde, “hayır müdürüm bu zor günde ben arkadaşlarımın yanında olmak istiyorum” diyen Nurcan İKİZOĞLU ve “işe devam etmek istiyorum, bana görev verin” diyen Serpil URAL ile başta vardiya amiri Murat ÖZTÜRK ve serum ile görev yapan Zahide CASUN ve ismini yazmadığım tüm vardiya arkadaşlarımla hep beraber var gücümüzle salgınla baş etme yöntemleri ile mücadele kararı aldık ve bitirmeden eve gitmeyeceğiz dedik.
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta