Tesbih taneleri gibi dağıldık
ipimiz bir kelimenin dibinden koptu
yerde yuvarlandı akşam
birbirimize değdikçe ses ettik
susunca daha çok duyulduk
Seccadenin kıyısında duran gölge
adımı usulca topladı
bir avuç içi yetmedi
kalanları kalbime doldurdum
içim çınladı uzun süre
İnsan sevdiğine verdiğini sayar mı
veren el sayarsa
veren olmaktan eksilir mi
yoksa saymak
yokluğun başladığı yeri mi gösterir
Bazen sayarız
çünkü gece inat eder
uyku dağılır
ışık çizgi çizgi olur tavanda
kaç gece omzum oldum
kaç sabah sesine su taşıdım
kaç gün kendimi ötelerken
seni öne koydum
rakamlar değil
izler konuşur o saatlerde
Bazen saymayız
çünkü sevgi nehir gibi akar
kimse nehrin kaç damlayla aktığını tutmaz
yola bakar
kıyıya bakar
suyun serinliğini yüzünde hisseder
o serinlik sayı değildir
adıdır buluşmanın
En çok şunu anladım
saydığımda sitem büyüyor
saymadığımda kalbim genişliyor
yine de insan
kırıldığı yerden hesabı hatırlar
iyileştiği yerden unutmayı öğrenir
Toplamaya çalıştım taneleri
bazısı masanın altına kaçtı
bazısı halının desenine karıştı
hepsini bulamadım
ama ipi yeniden düğümledim
düğümün adı niyet oldu
niyetin ortasında sabır durdu
Şimdi soruyu başka yerinden kuruyorum
insan sevdiğine verdikçe kim oluyor
eksiliyor mu
yoksa verdikçe açılan o gizli kapıdan
kendine mi varıyor
Cevap kısa değil
ama basit
kalp hesabı bilmez
kalp hatırlar
düşen tanenin sesini
tutulan nefesin içini
ve bir de
avuç açıldığında
göğe doğru yükselen o küçük şükrü
Tesbih taneleri gibi dağıldık
belki de dağılıp çoğaldık
yerden tek tek toplarken
aynı ipte yeniden buluşmanın
adını öğrendik
ve o isim
rakam değil
selamettir
Kayıt Tarihi : 25.8.2025 06:30:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!