Sabrı hep sizmi çekersiniz,tesbih taneleri,
Sabahtan akşama durmadan dönen pervene böcekleri,
Her dudakta bir dua, her sözde bir acımı,
Kırılan kalplerin yokmudur onarımı,
Hep feryat ederek biten ömürlerin,
Geride bıraktığı enkaz ve viranelerin,
Ürkek bakışlarla bunalan gönüllerin,
Yokmudaur onarımı tesbih taneleri.
Seherde uyanıpta pencerene yaslansan,
Nerelere gittiği bilinmeyen binlerce insan,
Ömür bir durak, nefes bir an kadar kısa,
Sonsuzluğa uzanan yolda.
Tesbihin her çekilişinde iman,
Sözlerin her kelamında insan,
Nefesin her alındığında inan,
Sabrı hep siz mi çekersiniz tesbih taneleri.
Gün kararırken köşebaşlarında yalnız,
Sokaklar karanlığa sürüklenir,
Tek tek yanan ışıklar gibi,
Sabır dokur herdem tesbih taneleri.
Geceler uzun olmuyor sabah,
Güneş isyan etmiş bugün,
Gökyüzü kanını içine akıtırken,
Sabır taşına döner tesbih taneleri
Fırtına dindi, rüzgar esmiyor,
Ömürler geçiyor çile dolmuyor,
Her sözün içinden bir ok çıkıyor,
Yaramı sen bağla tesbih taneleri.
Kelimeler yetersiz,anlatmaz halim,
Diller lal oldu, söylenmez sözüm,
Kanlı yaşları dökerken gözüm,
Yaşları sen silesin tesbih taneleri.
Farettin ÇAKAL0307
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta