İşimiz terziliktir, eski yeni demeden,
Kalıbına uydurup; ölçer, biçer, keseriz…
Padişah kaftanını, üstümüze giymeden,
Kıvamını buldurup; ölçer, biçer, keseriz…
Gönül urbalarını; yamar, diker, giyeriz…
Bu meslek böyle işte, işimiz ölçüp, biçmek,
Uzun kısa fark etmez, olamaz bizde seçmek!
Ne başa taç ederiz, ne de var serden geçmek,
Olmayanı oldurup; ölçer, biçer, keseriz…
Gönül urbalarını; yamar, diker, giyeriz…
Makası paslanmışsa, kar etmez ona kalay,
Biraz boyu uzunsa, buna çözüm çok kolay,
Kısa gelen kumaşı, yapmadan fazla olay,
Kıt yerleri doldurup; ölçer, biçer, keseriz…
Gönül urbalarını; yamar, diker, giyeriz…
Kumaşın insan ise, bakamazsın rengine,
Acaba elindeki ipliğinin rengi ne?
Aslına benzemeyen renk katmadan rengine,
Parlayanı soldurup; ölçer, biçer, keseriz…
Gönül urbalarını; yamar, diker, giyeriz…
İyi düşün Şahan’ım, Kaf Dağı’na çıkmadan,
İnsanlara tepeden; farklı, farklı bakmadan…
Ebedi hayatını, ateşlerde yakmadan
Nefsimizi öldürüp; ölçer, biçer, keseriz…
Gönül urbalarını; yamar, diker, giyeriz…
Kayıt Tarihi : 12.5.2012 11:28:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!