Gözyaşlarımızla dönen değirmenlerdeki darı ununu
Naçar kalan börtü böcek ve bilumum kuşlara dağıttık
Duymuştuk Tur-i Sina harmanında rızkımız olduğunu
Ruhu körelten cimriliğin imza yerini de sizlere bıraktık
Hele nice vakitler sıyırdık, gecelerin o zifiri burcundan
Aşka düşmek ecel gibiydi, birden alev alırdı bütün anız
Gök kapısını çalarken; beden habersiz kalırdı acımızdan
Biz adım adım bu toprağı öperken; siz kimlere sarıldınız
Rüzgârlı başaklar hakka tazim için bize boyun eğdiler
Ağaçlar kalem kesilecek diye mürekkep sandık denizi
Bizi sayıklayıp omzundaki güğümle çeşmede beklediler
Su gibi ikram ettik sevdaya can evinden taşan sevgimizi
Anadan doğma kırık şansı Golgota’ da un ufak ettik
Sohbetin dibacesine sererdik Hira’daki toprak şilteyi
Adem’in annesi yoktu cennetten doğduğunu öğrendik
Aklımız dibe vurdu; bir değirmenci anlattı bu hikayeyi
İlhami Bulut
Kayıt Tarihi : 7.5.2022 13:48:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)