Yine o malum müzik çalıyor her yerde. Bu yeni bir yılın habercisi. Daha gelmeden yeni yıl, ufalanmış ekmeğimizden bir parça çalıyor yerkürenin aç meleklerine.
Oysa nasılda tutkulu bir yıl geçirmiştik. Diz kapaklarına kadar uzanan tek parça bir elbise gibi sarmıştım vücudunu. Seni her öpüşümde bana düşman kesilip, zıvanadan çıkıyordu tüm aylar. Aylar, otuz eşit parçaya bölünüyordu düş isimli hikayenin öğlen mönüsünde. Ve şehrin tüm melekleri dökülen her yaprağı birer bahane sayıp bir bir sana göçüyordu. Ah nasıl bir yıldı o öyle! O yıl yapılan hiçbir çekilişte büyük ikramiye diye geçmiyordu adın. Oysa ben hiç durmadan seni kazanıyordum. Oysa hep 'şanslı numaralar onda' diye anons ediliyordu bir parçası geçen yılda kalan biletim. Ben korkunç dehlizlere doğru bir yolculuk kazanmıştım. Sonra onlar geldi. Hiç tanımadığım akrabalar. Herkesi bu büyük aşktan bir parça koparmaya o kadar muhtaç sanıyordum.
İçimizdeki 'arzu canavarı' durmadı hiçbir zaman. Ve hep yeniden, yeni bir aşka arkadan çarptık. Sakladığın adalar bir bir kaldırarak ellerini, bir bir ışığa kurban ettiler kendilerini gözlerinin yarı saydam yarı kanlı yaşında. Ve ben kafamı omzuna vurduğum her anda, yeni melekler yeni gezegenler doğdu hafızamda. Ah o ne mükemmel bir bakıştı öyle etime sapladığın. Ne mükemmel bir andı. Aklımızda İstanbul. Çok sevimli taklalar atıyorduk çıkmaz hayatlara doğru. Vücudundaki derin yarıklardan tek parça elbisene bulaşan, bana damlayan, bana küfreden ağır yaralı bir zamandı.
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta