Bu şehir artık bana el.
Yok, aslında daha derin anlamlı,
Düşmanım.
Hasımız artık,
Görünmesin gözüme.
Çiğneyeceğim mutlu gezdiğim taşlarını.
Kusacağım aldığım nefesi, suratının ortasına.
Ölümü dahi, ona yar etmeyeceğim,
Terk edeceğim artık bu şehri.
Gece karanlık, ıssız bu şehirde.
Yağmur yağıyor, sağanak ve hırçın.
Sanki yağmuru bile düşman bana.
Gözümü açamıyorum,
Bastığım yeri görmeden,
Yollara vurdum kendimi,
Yürüyorum, manasız.
Islandım, soğuk, üşüyorum çok.
Ayaklarım, yorgun bedenimi taşıyamıyor, isyanda.
Yağmurun her damlası hışımla çarpıyor,
Sanki benden hıncını alırcasına.
Damlalar başıma vurdukça, beynim uğulduyor.
Durdurun bu sesi ne olur,
Kulak zarım patlayacak.
Taş mıydı vurduğum düşünmeden hışımla?
Ayağım değildi hisseden ağrıyı,
Yüreğimdi sancıyan.
Hissizleşmişti bütün bedenim,
Duyabildiğim tek şey,
Kalbimin acısıydı.
Çok derin bir sancı,
İçim yanıyor.
Sendeliyorum yürürken, düşmemek çabam.
Karanlık, ıslak sokakları adımlıyorum.
Ne yol, ne iz, ne de hedef,
Sadece yürüyorum, bedenim ağır.
Gitmeliyim artık, kalamazdım bu şehirde.
Evler sıcak yuva değil artık, üzerime geliyorlar.
Yüksek apartmanların altında ezileceğim,ruhum dar.
Zorla çevirdim başımı yukarı,
Bir ışık, bir ümit girsin gözüme.
Yok, yağmur müsaade etmedi ki,
Tokatını indirdi, göz kapaklarıma.
Yok artık, dar geliyor bu şehir,
Yabancı, el artık bana.
Sevinin düşmanlarım,
Gözünüz aydın,
Artık terk ediyorum bu şehri.
Sizin olsun, bütün çileler, dertler.
Ben kendimi alıp, gidiyorum,
Dönüşüm yok artık.
Bütün hayallerimi, sevdalarımı, bırakarak,
Terk ediyorum bu şehri.
Mutlu olun, sevinin.
Yüreğim yanıyor.
Kayıt Tarihi : 25.12.2008 21:31:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!