Tereğin Dili Şiiri - Volkan Kırımlıoğlu

Volkan Kırımlıoğlu
17

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Tereğin Dili

Bayat ekmeği ucuz ayçiçek yağında kavurup
dünyanın en lezzetli ve en paha biçilemez yemeğiymiş gibi
oturup yer sofrasında yemeyi özler mi bir insan?
Dibinde kalan son kırıntıları birleştirerek
tüm hıncını eski tencereden çıkarırmış gibi yemek,
sanki zararlı olduğunu o çocuk yaşlardaki saflığınla keşfetmiş gibi!

Kırmızı yapraklı defterlerin arasında kaybolup
hatıraları bir bir tekrar ederken
sıcak bir çayın buğusunda
soluksuz bir hüzne dalar mı insan?
Gece yarısında sessizlikle boğuşup
yıldızların parıltısında kaybolurken
yalnızlığın soğuk gölgesinde
kendi yankısında kaybolur mu?
Gökyüzünde dans eden bulutları izlerken
hüzün dolu bir ezgiyle ruhunu dinlendirirken
sımsıcak bir sarılmanın hasretini duyarak
kendini yitirdiği anlarda bulur mu?
Sonu gelmez bir özlemle yanan yüreğini
umutsuzca avutmaya çalışırken
güneşin batışında kaybolup
yeniden doğmanın umuduyla yanar mı insan?

Sonra tereğin dili olsaydı mesela,
şimdilerde 3 kuruş etmeyecek tabak çanağın
kraliyet ailesinin bireyleri gibi
el emeği göz nuru dantellerle süslenen raflarda
dizilmelerine ne demeli?
Geçiş törenini şeref trübününden izleyen
rütbeli ukala askerler gibi!
O tereğe ayrı kırgınım!
Babamdan yediğim tokatla savrulup kendisine çarpmamla
beni yere bırakması gelir hep aklıma!
O gün bugündür konuşmayız kendisiyle.
O da bir adım atmadı zîra.

İçime atışlarımın ilk dönemleriymiş meğer.
Toplum baskısı, yaşam mücadelesi, ön yargılar,
“Melahat ablamgil ne der”ler,
“Komşuya çok ses gidiyor mudur”lar,
“Overlokçu ayağına geldi”ler,
bozacıların neden geceleri geçtiği
ve eskilerimizin mandallarla kıyaslandığı bir dünyanın kaygıları
henüz gelip çökmemiş yüreğimin dar ağacına!
Dar atardım kendimi ağacımın altına
ve bunaldığım her an ağaca çıkar
ismimin baş harfini kazıdığım yerde
saatlerce oturur içimi dökerdim.
Şimdiki aklım olsa ağacı da yaralamazdım üstelik.
Hala bana kızgın mıdır, küs müdür?
Bunları bile hunharca takar oluşum oysa
abartılacak bir şey değildir diye umuyorum.

Dibinde kalan son kırıntıları birleştirerek,
Geçmişin tortularını temizler gibi,
Yeni başlangıçlara doğru adım atmak,
Kurumuş bir çiçeğin yeniden filizlenmesi gibi.
Sonra bardağın dili olsaydı mesela,
Şimdi paslanmış, terk edilmiş bir köşede,
Gözden düşmüş eşyaların arasında,
Yitirilmiş hatıralar gibi.
O bardağa da ayrı kırgınım!
Bir zamanlar neşeyle dolup taşardı,
Ama şimdi yalnızlığın izlerini taşır,
Gözlerimden süzülen damlalar gibi.

O kadar çok şeyi atmışım ki içime
İçim yıllardır temizlenmemiş bir çöp eve dönmüş adeta
İnsanların kirleri içimde
Adım atsam sendeliyorum
Ayağıma bulaşıyor tüm bencillikleri

Çöp evimde yankılanan sessiz çığlıklar
Biriktirdiğim acılarla dolu odalar
Köşede unutulmuş umutlar, kırık dökük hayaller
Gölgeler arasında kaybolmuş mutluluklar
Kaçıp gitmek istiyorum bu karanlık köhne duvarlardan
Ruhumun yükünü taşımaktan yoruldum artık

Yitirdiğim zamanı geri getirebilir miyim?
Yaralı kalbimle yoluma devam edebilir miyim?

Belki de dönüp bakmalıyım geride kalanlara!
Geçmişin hüzün dolu anılarını yüzleştirmeliyim!
Güneş yeniden doğacak mı?
yoksa sonsuza dek sönüp gidecek mi?
Bilmeliyim, umutlarımı tekrar yeşertecek mi?

Yıllar geçti,
Döktüm tüm kirleri, düşünceleri sindire sindire
Dünyanın karmaşıklığını, insanların acılarını
Biriktirdiğim tüm hüzünleri, umutları, kavgaları
Yola çıktım, içimdeki karmaşayla
Yeniden inşa etmek için ruhumun mâbedini
Yıktım duvarları, aştım engelleri
Işığa açılan bir kapı açtım içimde

Yolun sonu yok,
sürekli bir dönüşüm
Her adım, yeni bir keşif, yeni bir ufuk
İçimdeki çöplerden arındıkça
Hayatın güzellikleriyle doldurdum içimi

Evet! Her şeyi temizlemeliyim
Geçmişin tortularını silmeliyim yüreğimden
Yeniden doğmalıyım, yeniden hayata sarılmalıyım
Yıkılmış duvarlarımdan bir ev inşa etmeliyim
Gözyaşlarımla suladığım topraklardan
Yeni umutlar yeşerterek
Hatta bu çöp evden çıkıp
yeni bir hayat kurmalıyım.

İçime atışlarımın ilk dönemleriymiş meğer,
Hayatın inişleri ve çıkışları,
Gizli kalmış arzular ve umutlar,
Bir masalın sona erdiği gibi.
Dar ağacının altına
Gölgesinde düşlerimi eğiren anılar,
Birer birer gelip oturdular
Sonra …

Sonrası sonra!


Volkan Kırımlıoğlu
Kayıt Tarihi : 2.4.2024 20:15:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!