TERCEME'İ HAL
Çiçek gibi çocuklardık bizler
yumurtayı kümesten ayranı yayıktan,
Bulgur pilavına şükrettiğimiz
Kore gazisi babamızın anılarını
Ninelerin kafdağının ardından hikayelerini
geceleri saklambaç oynayp,
Çanak çömlek patlattığımız zamanlar
Belimizde kar delik kara lastikle,
Şapkasız giremediğimiz okulumuza koşarken,
Saman sarı yapraklı defterlerimize
Ölçüsüz uyaksız şiirler karalıyorduk.
Kalemi aldılar elimizden,
Silah tutuşturdular
Sağdan vurdular soldan vurdular,
Sonra hepimizi aynı zındana doldurdular.
İşlemediğimiz suçlardan yargılandık
Haketmediğimiz cezalardan affa uğrattılar
Kimimizi de astılar
Bir ara ılık rüzgarlar esmeye başladı
Geldi sandık ömrümüze bahar.
Sonra
Sonra önümüze bir mecik box koydular.
Marianna ile aşık
Cear la zengin sandık kendimizi,
Su ellen ile kadeh tokuştuduk sarhoş olduk içmeden,
Birzaz da öyle oyaladılar.
Bu ağır hayatın ağırlığıyla ezildikce ezildik
Beyaz somun ekmeği gördüğümüzde sofrada
Dişimiz protez Göremez oldu gözümüz,
Çöktü omuzlar ağır geldi Yükümüz
Belimiz bükük derman kalmadı dizlerde
Çukurda bir ayağımız
Bir maaş kuyruğunda son buldu zaman,
Ve öldük hiç yaşamadan.
Hani varya damdan düştü bir kurbağa,
Titretti kyruğunu misali,
Damdan düştü bir kurbağa,
Titretti kuyruğunu,
onu aldı jandarmalar,
Mezarını kazdılar,
ve mezartaşına şöyle yazdılar
damdan düştü bir kurbağa
Cesedimizi aldılar musallaya koydular,
Cenazemize bir fatiha bile okumadılar
MUSTAFA EREN
Mustafa ErenKayıt Tarihi : 14.1.2017 22:28:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)