Tepetaklak Bir Asrın Evlatlarıyız Biz

Kafamız karışık, suratımız asık
Kılavuzumuz karga, yönümüz arka
Hasretiz arkadaşa
Muhtacız aşka

Öyle böyle değil
Kor bir ateşin közüyüz biz

Ne kopmuşuz maziden ne atiye dönük yüzümüz
Yüzümüz yok açalım el, açılsın gönlümüz
İğne atsan düşmez yere, kof kalabalıklara dönmüşüz
İki adım çıkmış, üç adım düşmüşüz

Biz var ya biz
Susuz karaların sahiliyiz biz

Bir el uzanır, eller günahkâr
Dışarda sadık, içerde isyankâr
Varsa yoksa laf-ı güzaf, sitemkâr

Işıklı caddelerin
Griye çalan renkleriyiz biz

Elbiseler biçtiler bize, sittin sene olmaz
Lakaplar taktılar, içimiz içimize sığmaz
Kalıplara soktular, girsen olmaz girmesen olmaz
Yolumuzu kestiler, sokaklar çıkmaz

Ucuzluk pazarında
İşporta tezgâhıyız biz

Öğrettikleri yanlış, eğitimleri kabahat
Coplar, hücreler; etmezsen itaat
Dişlerini gıcırdatıyor canavar, yok kanaat manaat
Mangalda kül kalmaz, yoksa da icraat

Bir lise sınıfında
Arka sıradakileriz biz

Düşman beş ayaklı, altı gözü var
İnsandan bozma, insanı yer yutar
Sayımız az, toplasan üç beş ancak yapar
Bizimkiler böyledir, direnmeyi farz sayar

Yankılansın kulaklarda
Tepetaklak bir asrın evlatlarıyız biz

Temmuz 2012 / Maraş