Sıkıntıların tavan yaptığı yuzyıllarda yalınayak bir kum nöbetiydi..
ince cam deliğin önünde,yerçekimine olan direnişim...
kalabalıktı..yalnızdım..
hepimiz aynıydık..aynı değildim..
birbirimizin yanındaymış gibiydik sanki,hani omuz omuza,sonsuz tensel oyunlar fuarına hoşgeldiniz...yalan..en körüklüsünden..
bir gün işte bu garip,bir okadar sonsuz diagramın neden akmadığına dair soru işaretleri sarmışken her yanımı..hislerimle yüzleşmek ve eğer yapıyorsam bir kapris çevreme,hatamı kendim bulayım,bu kahredici sıkıntı ve patlama noktası bitsin artık diye...
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Devamını Oku
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim