.
.
.
çehreme doladığım şavk kırılır
gürül gürül akar zamana
güz ağaçları sarsar
ayrılırken kök topraktan
acıda göçebilir aslında
acıda kutsal
göğe dudaklarını gömer yağmur
başlangıcı kalabalık sonu tenha
isim annesi olur her tomurcuğuma
güneş saklar rengini
ağızları kutsal köpüklü bilgelere
istersen geç kalma
siyah gözyaşlı çocuklar dolar koynuma
öz sularıma salarak duasını
bayrak gibi gerçek
ilk söz gibi çiğ
aynalara çağrılır
kirletilmiş gökkuşakları
kimin ağzıyla salıverilir beddualar
itiraf ediyorum
seni aramak zor
ruhumda bedenimde düzümde kavşağımda
entarimde belki ellerimin kirinde
ayağımın tozunda
doğumu sancılı yapan
kavuşmanın zarafeti
anla
kimin sözü bekaretini koruyabilir
kanıyorken
koskoca evren
gölgem yanıyor sarıl
.
.
.
kum saati damlıyor
Belgin ErturkKayıt Tarihi : 5.12.2009 21:48:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Belgin Erturk](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/12/05/tenhada-yuruyen-gozlerime.jpg)
Abdulvahap Yıldız
Kim bilir..kavuşmak yok..Dilin fahişe oluşu söze zulümdür der ve susarım..
bülbülün çilesi ah...
TÜM YORUMLAR (2)