Susma ki kırılsın bu donuk, bu sessiz zaman,
Yoksa ruhumda ne can kalır, ne de bir aman.
Töz'üm demirden bir cevher, dağların ortasında,
Erimem artık, yeniden dövülürüm sevdanın odunda.
Yolum Altaylar değil, senin sonsuzluğundur,
Bu, bir Ak-Ozan'ın en kutsal yolculuğudur.
Her adımım toprağa vuran bir davul sesi,
Ruhumun o seste yitirip, sende bulduğu nefesi.
Damarımda kan değil, kutsal ırmağın akar,
Ruhum Dünya Ağacı'nı bırakıp sana koşar.
Ey Yer'den doğmuş, ışığı Gök'ten süzülen kadın,
Söyle, nasıl bir olur bizim bu ayrı adımız?
Kopuzumun teline can veren senin soluğun,
Yokluğun, Tengri'nin unuttuğu bir kör boşluğun.
Ben o boşlukta yurdunu arayan yaban kurdum,
Seni bulana dek bu dipsiz gecelere adını bir dua gibi ulurum.
2. Umay'ın Yankısı (Kadın Ses)
Ey Töz'ü demir dağda dövülmüş olan Gök-eri,
Bir tek sözün dağıtır gecenin yaban sisleri.
Sen ki gönlümde çağlayan en kutlu ırmaksın,
Adını koyamadığım en derin, gizli yanımsın.
Senin kopuzunda parlayan Ay'dan bir telim,
Her tınıda bozkıra ruhumu serer gelirim.
Sevdan Ergenekon'dan daha büyük bir ateştir,
Ona ne ecel hükmeder ne de başka bir güçtür.
Ben Alkarısı olup geceni karartmam asla,
Sana Ülker olurum gökyüzünde, korkma asla.
Ben Umay Ana'yım, kuru dallara can veririm,
Sana Kut'tan bir yazgı, Tengri'den sevda dilerim.
Uzakta arama boşuna, ben senin Töz'ündeyim.
Mühür mü ararsın? Bak, o mühür gözlerimde.
O yemin ki dudağımdan dökülmez,
Dudağımda başlar, sende tamamlanır ancak.
Bak, yeminin bulundu, sessizliğim tomurcuk verdi,
Bir tek dokunuşunla Ergenekon yeniden dirildi.
Artık senin bir dizenle Gök Yer'e eğilir,
Benim bir gülüşümle Yer Gök'e yükselir.
Bu destanı ne taş, ne demir, ne de zaman yener
Kayıt Tarihi : 14.6.2025 00:11:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!