(bir) :
'üç şehzadenin yolları
ayrıldı böylece'
dedi kristalleşen yağmurun altındaki akrep.
kim bilir, kanı devşirebilir miydi geride kalan
tahrip gücü yüksek casus,
ya da katlanabilir miydi ölüm
parmakuçlarıyla yaklaştığı sükseli surete.
(iki) :
'üç şehzadenin yolları
ayrıldı böylece'
dedi film müziklerine geçen gece.
iki kardeşin yanından ayrılan öbür kardeş nerede...
kim bilir, tenlerden akan ruhun arkasına sığınan
yalnızlığı etkili, korkunç sedyede;
kıstaslarıyla kokladı cismi
rahmine kılıç adı koydu
'gelmeyeceğim peşinizden'
diye bağırdı üçüncü şehzade
'gidin ılık oyuklardaki uğultulu mesafeye...'
iki miydiler üç mü
ikiye üç suç mu
kararsın patlak dudaklarıyla masala ait kraliçe!
(üç) :
'üç şehzadenin yolları
ayrıldı böylece'
biliyorlardı, başkaları buna benzer şeyler yazmıştı
kalbe karşı gelmişlerdi -kafiye olsun-
elden ele dövme geçirmişlerdi / güne gündüz gelin düşmüştü
öpüştüler
öpüşmelerine kuşlar hücum etti
oradan geçiyordum
inanın yalnızca dikkatimi çekti
dikkatim yere düştü / yer, düşüyle barışıktı
şimdi bilmiyorum
gerçekte hangisi hangisine aşıktı
ah, üçünün gizli gizli sevişmelerine sığınan
o, kimin kaldırılacağı belirsiz sedye:
'üç şehzadenin yolları
ayrıldı böylece'
üçünü de tanımam
üçün birinden sözetmem kimseye!
Kayıt Tarihi : 26.11.2002 05:09:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)