Işığı da kapattım ardından.Barbra Streisand koydum cd.çalara.Açtım perdeyi sonuna kadar; yağmur yağıyordu..sağanak gibiydi sesi.Gibiydi diyorum çünkü Barbara'nın sağanağına karıştı yağmurun sesi..Koltuğu çektim camın dibine,sokak lambasının ışığı süzülüyordu içeriye.Sigaramı da aldım yanıma,olmaz onsuz! Doğru düzgün içkim de yoktu evde,bir likör buldum sonunda,nasıl girdiyse eve? Bir iki kadehten sonra aldırmam dedim nasılsa tadına,tatlıyı sevmem ben,ondan mı acaba bu kadar hüzün?
Hüzün tatlıdır ama...
Önümdeki markize uzattım ayaklarımı.Sigara,likör,Barbra,yağmur,yağmur ışığı hepsi çok güzel.Yağmur ışığını bilirmisiniz? Ben de ilk o gece öğrendim,anlatamam...dışarısı çok güzel.İyi ki yaptım dedim bunu.
Ama birden dışarıdan bakmak geldi aklıma,ağlıyordum...tatlı tatlı ağlıyordum,
yarışıyordum yağmurla.
Ne düşünüyordum ki ben?
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,