Yine çirkef hayatın yüzünde bir arsızlık
Doğal akışına ters, sözünde tutarsızlık
Uykumun son çeyreği dört on yedide durdu
Yerküre çatırdadı, toprak birden kudurdu
Zifiri karanlıkta çınlar siren sesleri
Cadde ve sokakların kesildi nefesleri
Molozlar arasında iki büklüm yatarken
Selâlar okutuldu daha nabzım atarken
Susturun selâları, enkaza girmediniz!
Kim şahit öldüğüme? Ölümü görmediniz!
Yıkıldı yıkılacak düşüncemin direği
Yarını verin bana, dünün yokmuş gereği
Beş gün geçti aradan yüzümde korku hâlâ
Gözlerim Orta Doğu, bakışlarım Kerbela
Üstümden ağır yükü biri gelip almadı
Artık başım dönüyor, hiç mecalim kalmadı
“Sesimi duyan var mı?” demişler de duymadım
Ne yazık ki bayıldım saatlerce aymadım
Ben çıkartma yaptıkça hayatın toprağına
Geri püskürtür beni döş gerip bayrağına
Doğmamış tüm çocuklar saf dururken batında
Hayallerim çürüdü betonların altında
Bütün sessiz çığlıklar toplandı dört hecede
Telef oldu bu ömrüm çaresiz bir gecede
Beyazları giyindim gider gibi düğüne
Ne gariptir bedenim inanmaz öldüğüne
Söyleyin de bileyim, neydi suçum, günahım?
Mahşer günü yeter mi sebep olana âhım?
Hadi atınız suçu kader denilen şehre!
Fırlatın cesedimi keder denilen nehre!
Elinizdeki kanı aklamaz bahaneler
Bovling labutu gibi devrilirken haneler
Bir masal dehlizinde hayat beni avuttun
Okunmamış kitabın önsözünde unuttun
Kayıt Tarihi : 3.5.2024 18:35:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!