ı
Senden doğmayan güneş günümü karartıyor
Sensiz aldığım soluk içimi daraltıyor
Bir kez gözlerime bak, gör huzursuzluğumu
Ab-ı hayatım sensin, dindir susuzluğumu
Senden çıktığım her yol yine sende bitiyor…
Sen yoktun ve görmedin sana dökülüşümü
Gün be gün ziyan olup, gün be gün ölüşümü
Buz olup donuyorken elin yorganlarında
Boynum kırılıyorken yağlı urganlarında
Görmedin, hıçkırıkla yıkarken gülüşümü
Kurudu damarlarım, tükendi kanım, terim
Bilmiyorsun, yokluğun ilelebet makberim
Mahzene çevirirken dört duvar dört yanımı
Hiçbir su söndürmedi ateşten isyanımı
Hiçbir sözde teselli bulamadı kederim…
Cennet zamanlarımız yazık bugün sır oldu
Yazdığım her bir şiir elime nasır oldu
Kırarak inadını gelseydin ya yanıma
Işık olup aksaydın karanlık zindanıma
Sen yoktun, her nefesim gün değil asır oldu…
II
Her gece gün doğmadan bende şiir doğuyor
Özlemin lügatimden kelimeler sağıyor
Bir bir kararıyorken ışıkları evlerin
Uykuya sarılırken o sedeften ellerin
Nedendir? Yazdıklarım önce beni boğuyor
Bir tek senin sevdanı yazdı oysa bu kalem
Sana sadakatime şahittir cümle âlem
Hasretin demlenirken kirpiğimin ucunda
Kendimi unutmuşken elinde avucunda
Varsın kimse bilmesin, anlamasın el âlem…
Hep aynı mısralara takılmış diyecekler
Yazdıklarıma bakıp, belki de gülecekler
Tekrarsa varsın bir tek senin tekrarın olsun
Sana tükenen kalem, yine seninle dolsun
Tekrarın ahsenini asla bilmeyecekler…
III
Bu kaçıncı şiirim oku ve anla kadın
Hiç mi kıymeti yoktur bu yaralı feryadın
Günden güne çoğaldı, yokluğun hiç solmadı
Takvimlerim tükendi fazla günüm kalmadı
Bir kutsal tespih gibi dudağımdayken adın…
Yetmez mi bu esaret, yolları tutma kadın
Yarını heder etme, dünü unutma kadın
Denizin mavisinden geçip gider martılar
Gözümüzün nurunu kapatır karartılar
Büyülü ş’irimize ah u zar katma kadın…
Rengârenk hülyamızı işgal eder karalar
Dün gelir aklımıza, acıtır hatıralar
Uçurumlardan büyük, okyanuslardan derin
Boğuluruz içinde bir insafsız kederin
İlacı “BİZ”de kalır, kapanmaz bu yaralar…
Ecelimiz gelmeden, defterler dürülmeden
Sanadır yürüyüşüm, durmadan, yorulmadan
Güneşimsin, eşimsin, yolumsun, yoldaşımsın
Tanrıdan gelen nimet, son mukaddes aşımsın
Anla artık ne olur, can tenden ayrılmadan…
Bunca müptela iken sımsıcak sözlerine
Yemin edercesine bakarak gözlerine
Anlamsız yokluğunda yapamıyorum işte
Alışacağım da yok, anladım bu gidişte
Gitme diyorum, gitme! Kapanıp dizlerine…
Dilimde hal kalmadı, daha ne desem sana
Beş kitap, beş bin kasem ve artık anlasana
Yazdığım her şiirde önce ben ölüyorum
Kalem kabir kazıyor ve ben gömülüyorum
Son yakarışım olsun, daha yazdırma bana…..
Kayıt Tarihi : 17.9.2013 20:55:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
“Et tekrar u ahsen velev kâne yüz seksen” (Tekrar etmekte güzellik vardır. Yüz seksen kere de olsa…)
![İrfan Özcan](https://www.antoloji.com/i/siir/2013/09/17/tekrar-39.jpg)
Dilimde hal kalmadı, daha ne desem sana
Beş kitap, beş bin kasem ve artık anlasana
Yazdığım her şiirde önce ben ölüyorum
Kalem kabir kazıyor ve ben gömülüyorum
Son yakarışım olsun, daha yazdırma bana…..
Okudukça daha çok okumak geldi içimden...Çok etkiliydi...Kaleminiz daim olsun, kutlarım...
Beş kitap, beş bin kasem ve artık anlasana
Yazdığım her şiirde önce ben ölüyorum
Kalem kabir kazıyor ve ben gömülüyorum
Son yakarışım olsun, daha yazdırma bana…..senden doğmayan güneş günümü karartıyor bu ne güzel bir sesleniş usta yüreğinin sevincini ayakta alkışlıyorum sevgilerimle
Uzun soluklu ama etkili bir şiir.
Kutluyorum Sayın ÖZCAN.
Nicelerine.Erdemle.
TÜM YORUMLAR (3)