gel satalım savalım ne varsa elde avuçta
yatak altında tavan arasında sandıklarda
küçük saklı kutularda
kıyıda köşede uçta
yatak masa dolap büfe koltuk halı
büyük küçük ne varsa ucuz pahalı
çekip gidelim buralardan
var mısın?
kıralım çatır çatır
ruhumuzu bedenimizi görünmez iplerle saran rutini
korkaklara
bu yaştan sonracılara
macera için çok geçcilere bırakalım köhne şehri
tinercisini hapçısını kapkaçcısını sarhoşunu
orospusunu itini
yapış yapış yabancı kalabalığını
vuralım kendimizi yollara arkaya bakmamacasına unutup
unutulmaz boğazını mehtabını
buzlu rakısını buğulu kadehlerde
balığını
plânsız
ön yargısız
ruhumuza kuşanıp özgürlük ceketini
hadi ne dersin, yapar mısın?
çıkalım yoldan
kıyılara dağlara yürüyelim
farklı insanlar farklı kokular farklı tatlar
söyleyelim dinleyelim
öylesine gidelim ki
yetişemesin peşimizden “ama”lar “belki”ler “fakat”lar
isterse kimse olmasın ulaştığımız mavilerde yeşillerde
yeterince kalabalığız eller terlerken ellerde
her şeyi göze alırım her şeyi
yeter ki söyle diyebilir miyim
varsın.. yanımdasın
yoksa..
yoksa cayar mısın?
haydi gel
böyle işler birdenbire yapılır
fazla irdeleme
düşününce insan tereddüte kapılır
haydi gel
teklifim güzel
bak ellerim güçlü sıcak sevecen
tutar mısın?
(30 ekim ’06)
Fuat EriçokKayıt Tarihi : 31.10.2006 12:30:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Not: Yeniden “gümbür gümbür” şiirleriyle geri dönen değerli dost Tacettin Okutan’a “hoş geldiniz” karşılaması.. (sevgili bir başka dost, Metin Şekerci üstada: Seni de özledik hocam. Dön sana da yazmazsam, cennetin tüm hurileri öperek cezalandırsın beni.. tamam mı? :)))
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!