açılan üzülmüş aralarda
birazını anlatınca da
göz göze başlayan çarpışma
yokuşlar akan yüzünüzde
eliniz köpüğün beyazında
kıran kırana aldatmaca
nedensiz benzerliğin kapısında
gülüşün üstündeki leke
yeniden dumana karışmakta
uzayan karanlığın içinde
durdurulup okşanan sevinme
kirlenen anıları onarmakta
yerinden düşe kalka dinlenen dalgınlıkta
kol kola geziniyor lacivert yaz günleri
yumuşak aralarda bu biriken de ne
yeşili temizledik daha kirlenmemişti
yalnızca sıkıntıdan yaşlanan uzaklıkta
aramızda yalnızlığı büyütüyoruz
kaskatı bir karanlığa vurulmuş
bin heykelin soğukluğunda
bu senin yol açtığın karışıklar
hali vakti yerinde tedirginlikler
dizinde olursam dört yanım deniz
oda da resimler oda da deniz
yeriyse gene bir kırmızıyı öpüyorum
ne bakımdan bilmiyorum ağzı küçük kalıyor
işte uzaklığın denizleri olmayan yer
o kadar boşlukta o kadar yorgun
ezbere bakır Libya sularında zenginliğim
işte tütür üç güzelin de kahverengisi
o göz keman çalıyordu uykuları kuşlarla bir
buracıkta dudakların kral ceplerinde bir Sümerli
yeni uzayan bana dal budak koparıyorum
(kral çiçeği)
bu aşk kralların tenha çiçeği
sevilerinde esmer güzelleri uzayan
üzgün konaklarınrda geyik gözleri
tıkır da tıkır
hamamlarında ve birçok konularında duyulan
o kış günleridir gelip çattı
suların üstünde yüzer gibi
çoğalır her çocukta irisinden soğukluk
çiçekten koparılıp bir yerlerde saklanan
ona nerden bakılsa aynı
kral dönerse gemilerle herhalde amcam
Erzurumun sokağına beni bulmaya geliyor
bense resimler çektiriyorum
parmaklarımda hep kaaranfil
açınca kollarımı özlemekmiş doluyor kucağıma
tutup bir de kendisiyle hatta yağmur altında
zor gülüşmeli dudaklarla oturduk da yan yana
küçücük elleri vardı nasıl da dökülmüştü saçları
olacak şey mi bu yalnızlık
hem de kral olan amcam da
kimseler bakmasa da oturup bir ağlasa
her sarayda biraz da çucuk kızlarla
iyice biliyorum muz yiyorduk gözleri doldu
muz yiyorduk günüme pek alışık
gene mart ağızlı mızıkalarla kuşluk vakti
Erzuruma çıkıp gelir
yüzünde de mor ağaçlar
1.seni çağında bulabilirsem
çekilen yastıklara dayanarak
bir çırpıda kavuşacağız
bozulmamış odalarımızdan
öyle uzaktaki yüzünüz
uzanırım kalabalık karanlığıma
bir güneş bir kadeh yalnızlığıyla
bir kadın ikiye böler güzelliğimi
şarap ellerimde kurşunları işletir
odasında ateşini yakar sevişmek
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!