Mutluydum,
İkarus gibi bağrında göğün
Dostlar vardı masamda her öğün
Sokak eğlenceydi, gece düğün
Bendim dans eden, geçen gördüğün
Üzüldüm,
Dante gibi arafta sürgün
Sokak ıstıraptı, gece hüzün
Çizildi, paramparça yüzüm
Bendim inleyen, geçen dövdüğün
Güçlüydüm,
İskender gibi hep savaşta
Ben söylerdim o ölsün, sen yaşa
Uyanırdım seslerle “kralım çok yaşa!”
Bendim altın veren her ayyaşa
Zayıf düştüm,
Diyojen gibi düştüm şaraba
İçmek için sattım ev, araba
Bir fıçı içinde sitem ettim Rabb’a
Bendim onurunu satan şaraba
Düşünürdüm,
Sokrates gibi âşık doğaya
Büyülenmişçesine bakardım aya
Saçmaydı, inanmazdım duaya
Bendim tapınan her mısraya
Yoruldum,
Camus gibi ağzımda sıgara
Dalardım bir boş duvara
İnsanlar bağırırdı “çekil kenara”
Hepsi bendim, belki fark ettin bir ara
Şimdi bitti,
İkarus gibi güneşten düştüm yere
Diyojen gibi intihar ettim yok yere
Dante gibi acılar çektim sıtmadan
İskender gibi bıçak girdi sırtımdan
Camus gibi arabam düştü rıhtımdan
Sokrat gibi kahvaltıda zehirlendim
Zira başta Çağatay gibi ümitlendim
Kayıt Tarihi : 1.12.2020 15:47:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Çağatay Türkgülü](https://www.antoloji.com/i/siir/2020/12/01/tekerrur-51.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!