Dibi görünmeyen suya dalanın
Kabristanda iki metre yeri var
Yeşil ottan beyaz sütü alanın
Üzerinde çarık olan deri var
Kıbleden ma’ada yönü olanın
Kaygıdan, tasadan teni olanın
Şükrü engelleyen beni olanın
Cennet ile arasında suru var
Mirâç çün kafayı secdeye koyan
‘Emînsindir’ dedi şeytana uyan
Salât selâm okur adını duyan
Âlemlere rahmet olan biri var
İlk baharda açar, bülbüle güler
Sam yeli değince sararıp solar
Doğduğundan beri nameşru yolar
Kıyâmette mevt olacak diri var
Sitemine aldırılmaz, yabanın
Yeryüzünde ilk çift süren sabanın
Özü ondan olan Âdem babanın
Kaşlarının arasında nûru var
Sebebi mevcûdat Farz ile sünnet
İmtihana sebep özlenen cennet
Cehâler dayağın membaı cinnet
Ecinniler padişahı peri var
İnsanda maharet, bilmediğini
Bilip, neyi nerde söylediğini
Kim görmüş peşinden gelmediğini?
Âkıbeti kurt’a rızık sürü var
Kimisi hükümdar kimisi vezîr
Kimi emireri kimisi nazır
Divânı kebirde cümlesi hazır
Kolaylığın can gardaşı zoru var
Sel gidince lığı hıfzeder dere
Seli göndereni düşün bir kere
Buluta emreder ‘semâdan yere’
Rahmetinden kula rızık darı var
Yeryüzünde beytullâhı bir oda
Tufan-ı Nûh harab etti onu da
Gözleriyle mizâna çek bunu da
Baktığını göremeyen körü var
Karışık bozulur velâkin asil
Bozulmaz şerefli bu kutlu nesil
Gelmiş, geçmiş peygambere mümâsil
Bekir Ömer Osman Ebûzeri var
Parçalar birleşip kastettiğinde
Baktılar ki sabahın seherinde
Velîler sultanı yatar, yerinde
Aliyyül Mürteza kerrar piri var
Yok idi âlemler, var etti yoktan
İzhari hakîkat az ile çoktan
Nizâm-ı intizam düsturu Haktan
Beytullâh’dan Ravdasına yürü var
Elbette ki sonu hüsran zevâlin
Çaresini, irşâd etti bu hâlin
İşkencede Allâh diyen Bilâlin
Duman çıkan tepesinde karı var
Takdir edilmişse ezelden kısmet
Onun için olur gönülden niyet
Kısas emri ile farzı ayn diyet
Mazlum mağdur olanların kârı var
Kullarının tedbîrini aldığı
Hakkın takdîrinin kazâ olduğu
Zalimlerin ettiğini bulduğu
Hesap soran Münker-Nekir çeri var
Devâsıdır Kurân şiddet, cinnetin
Hem okutun hem okuyup dinletin
Lâyıkına tezyin olan cennetin
Sarayında gılmanı var huri var
Hisseni al Mûsâ gibi sehilden
Firavun, nemruttan, ebû cehilden
Belâm bin Baura gibi ehilden
Bağribinden maşrık gibi geri var
Arifanâ tarif abes sakil değil mi?
Esrarı, hıkmeti nâkil değil mi?
Fahşadan geriye çekil değil mi?
Ehl-i is’ar dergâhına beri var
Verdiği ahdine sâdık kalanın
Helâlinden, ektiğini yolanın
Yaratana emrince kul olanın
Yaratığa eğilmeyen seri var
Biçâre İSLÂMİ bağlıdır BİRR’e
Cennetten gelerek çağlayan dere
Âlem-i fenâda bakar göklere
Kâlp evinde; bâkî tekbir yâri var
18 Ocak 2020 Cümüa Ertesi
Kayıt Tarihi : 18.1.2020 00:50:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!