Antoloji: Bizleri ortak yönümüzde buluşturan; şiirin/edebiyatın, sanatsal faaliyetlerin konuşulduğu bir ortam fakat zaman zaman siyasi mevzuuların da yer bulduğu, konuşulduğu; ANCAK eleştiriye tahammül gösterilmeyen, Tek Sesli bir ortam!
...
Kimin haddine, fikir beyan etmek, karşı söz söylemek; ya onaylarsın, ya da susarsın MANTIĞI... (Kimi değerli isimleri tenzih ederim.)
Susmazsan, susturulursun, gruptan atılırsın! Daha ileri gidersen antolojiden de...
Kanaatim; burada bu mevzuuların konuşulmamasından yana FAKAT
öyle yazılar okursunuz ki; sessiz kalamazsınız! O denli ileri gidilir ki; suskunluk, onursuzluk olur adeta... ONUR, canınızdan değerli ise sizin için; başka şeylerin hesabı yapılmaz!
Her Şeyi Göze Alır, Dokunursunuz Zülfiyâre...
Bir ayak sesi duymayayım
Kapıya koşuyorum
Gelen sen misin diye
Bir siyah saç görmeyeyim
Yüreğim burkuluyor
Ağlamaklı oluyorum
Devamını Oku
Kapıya koşuyorum
Gelen sen misin diye
Bir siyah saç görmeyeyim
Yüreğim burkuluyor
Ağlamaklı oluyorum
Sadece okudum..... Ve üzüldüm... Neden mi?
- Yazı tamamen 'çok sert bir muhalefet varmış, iktidar partisi sürekli engelleniyormuş' tezi üzerine yazılmış... Allah'tan korkmak lazım... Var mı böyle bir muhalefet ülkede? Ben ve benim gibilerin yazılarına, arada bir paylaşımlarına karşı bir refleks ise, bilemem.. O zaman 'açmayalım ağzımızı', yazmayalım...
Nasılsa yazanlar, daha çıkmamış kitaplarından dolayı 3 yılı aşkın içeride yatıyor!
- Değerli Hanımefendi diyor ki, 'bu iktidar dönemi cumhuriyet tarihinin en iyi dönemidir, en iyi temsil edildiği dönemdir...'
Ben bir şey demiyorum... Ne desem 'kuru laf kalabalığında' cevapsız kalacak... Öyle satılanlardan, alınan borçtan, 2002 baz alınırsa beş katına çıkan iç ve dış borç stoğundan, cari açığın sürekli rekor kırmasından, petrolün 80 centten 2,5 dolara çıkmasından, tüm uzmanların en az %33 enflosyon rakamında birleşmesine rağmen 'MİLLETVEKİLLERİ' hariç emeklinin ve memurun giderek fakirleşmesinden, 'sıcak paradan', vatandaşın %95'nin 'ipotek altında' yaşadığından bahsetmeyeceğim...
Çünkü bunlar 'gerçek değil!'
En çok üzüldüğüm ise, 'ATATÜRK DÖNEMİ'NİN' unutturulmaya çalışılması, bilinçaltındakilerin artık saklanma gereği duyulmaması...
Şimdi sormam lazım:
* Kurtuluş Savaşı diye bir savaşın olmadığını söyleyebilen, düpedüz Türk Tarihini karalayan 'YOZ' anlayışa karşı bir itirazı var mıdır Sn. Metanet Yazıcı Hanımefendi'nin?
* Düpedüz 'İngiliz Ajanlığı' yapanların adları bir yerlere verilirken rahatsızlık duyuyor mu? Yoksa, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesine ve Türk Aydınlanma Dönemine 'başkaldırı' anlamına gelen bu tür uygulamaları tasvip mi ediyor?
* 15 yıl süren Atatürk Döneminin, 'HİÇBİR DIŞ BORÇ ALMADAN' ortalama %11 kalkınma hızını yakaladığını, bu iktidarın 'adını bile kazıyacağız' dediği pekçok fabrikanın o dönemde kurulduğunu, demiryollarının yabancılardan o dönemde satın alındığını ve 1500 km. demiryolu yapıldığını, uçak ve şimendifer fabrikaları açıldığını, eğitimde ve okullaşmada inanılmaz bir gelişmenin yakalandığını... Bütün bunlar yapılırken Osmanlı'dan kalan borçların da ödendiğini biliyor mu Değerli Şaire..?
Şimdi biz bunları yazarsak suçlu muyuz? Gerçekleri yazmak suç mudur?
Habur'dan söz ediliyor yazıda... Buraya sığmaz ki anlatsam? Bir rezalet, 'uydurma çadır mahkemeleri', tescilli teröristlerin 'pişman olmadığını beyanları' açıkken, pişmanlık yasasından yararlandırılma garabeti nasıl 'övgüyle' dillendiriliyor, hayret etmemek elde mi?
Yazmamak için epeyce uğraştım... Ama vicdanım elvermedi.. Eğer Sn. Şaire 'silmemi' isterse, silebilirim...
Sürç-ü lisan olduysa, affola... Saygılarımla Metanet Hanım...
Değerli kalemi ve yüreği alkışlıyorum. Saygı ve sevgi ile kalın. 10 + ANT.
Hikmet YURDAER
tebrik ederim
yürek kalem sesiniz daim ilhamınız bol bol olsun sevgi saygıyla tam puan listemde
Bu şiir ile ilgili 4 tane yorum bulunmakta