kızgın telle dağlanmış gecede gömleğimi karanlığa astım
bilmem martıların ayakları değer mi bir kez daha körfezin suyuna
unutulmuş dikenli yollarda sürüklenirim sesinden aldığım titreşimle
ben martıları öldüremem, bulutları kovamam, ağaçlara selam vermeden geçemem
izmir’e kar yağan günleri de yaşadım, ama dostlarım ellerimi ısıttı
bir avuç buğday kadar kutsal gözlerinde mayıs sevinci yaşadım
gel ki kızgın teller çekilsin cebimde sakladığım gecelerimden
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Devamını Oku
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim