Milyonlarca kabus seviyorsun...
İçine alıp, bilmediğin düşmanlarını.
Saatler kırkı vurunca...
Kırkın çıkıyor suyun yüzüne,
kirli, gri sabun köpükleriyle.
Hayat, rahminden bir kul peydahlıyor,
alevler ile yakıyor tüm tarihi.
Kül oluyorsun.
Doğru notalara yalnız ağıtlar,
yatak odasına yayılıyor.
Kalıcı misafir gibi keder.
Yine de seviyorsun sevmeyi.
Yastığın içine sinmiyor,
aşkın ter kokusu.
Merhamet dileniyor karanlık.
Görünmesi sakıncalı gözyaşları,
düşmemek için tırmanıyor
çukurundan yanağın.
Düşmese de ölüyor.
Bir morfine uzanıyor ömür.
Bir gırtlak içine çekiyor,
kalbe zerk ediyor zehri.
Bir odacığında ölüyor sevda.
Bir aşkın zulasında insan.
Artık arınmış varlığınla,
kırılgan bir ergen gibi,
söverek biraz da anasına avradına,
yüreğini yırtıyorsun kanlı çarşaflardan.
Üzerini kapatıyor yatağın,
tek kişilik nevresim.
Susturup tüm şehvetleri.
Biraz da ne olduğunu bilerek,
ardına bakmadan büyüyorsun.
Keşke az ölsem, diyerek.
CENK ULUPINAR 1620-06052014
CENK ULUPINAR 1620-06052014
Cenk UlupınarKayıt Tarihi : 6.5.2014 17:14:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!