Var mı beni içinizde tanıyan
Yaşanmadan çözülmeyen sır benim
Kalmasa da şöhretimi duymayan
Kimliğimi tarif etmek zor benim
Bülbül benim lisanımla ötüştü
Bir gül için can evinden tutuştu
En eski yalnızlığımdır aşk benim
Gitgide büyüyen karanlıklarla
Ne zaman sevdiysem kavruldu tenim
Bir ateşin açtığı yanıklarla
Sabahı olmazdı çok gecelerin
Devamını Oku
Gitgide büyüyen karanlıklarla
Ne zaman sevdiysem kavruldu tenim
Bir ateşin açtığı yanıklarla
Sabahı olmazdı çok gecelerin
Cemal Safi ustadın öksurduğunde çıkardığı ses kadar bile uretemeyen guruhların eleştirilerine bak hele,her sohbetine besmele ile başlayan aşkı tanımlarken şiire başlarken beşeri aşkın dunya malı ve hevesi olduğunu her deminde vurgulayan eserlerini beşeri şiirler ve Hak şiirleri diye ikiye ayıran bir şahsiyete edilen laflara bak , zahmet edip kim olduğunu araştırmadan hakkında iki kelam okumadan edilen laflar yobazlığın bağnazlığın insanı getirdiği noktayı nasılda gösteriyor..yazık yazık çok yazık dinden imandan dem vuruyorlar Cemal bey komşumuzdu, değil bir canlıyı, karıncayı, sineği dahi incitmekten imtina eder,inancı gereği olan tum vazifeleri eda ederken her anını sukur ile gecirmeye de dikkat ederdi gidin yazdığı naatları bir okuyun önce önce kör ve sağır beyinlerinizi zorlayın da yazdığını doğru anlayın Haddiniz değil amma sonra yargılarsınız..
Aşk bağımsızdır üç heceye sığarmı hiç rahmetle anıyorum
Şiiri okudum . yazara rahmet dilerim.
Şaire rahmet, mükemmel.
Sen neymişsin de bizim haberimiz yok muş be hiç olmayan aşk denen çakma muhabbet. Biz aşk denen şeyin aslında ne olduğunu ve kimler tarafından ne zaman uydurulduğunu burada ve kendi şiirlerimizde defalarca şiirleştirip ilan ettik ama dokuz köyden kovulanlardan olduğumuzdan mıdır nedir yeterli teveccüh ve onayı alamadık ne yazık ki. Bir kere daha diyorum ki aşk dini litaratürün ana kaynakları olan Kur'anda ve hadis-i şeriflerde asla yer almaz onlarda vasat sevgi manasına gelen muhabbet tabiri yer alır. Bu çakma kelime İslamiyetin teessüsünden tam iki asır sonra tasavvuf ehlince uydurulmuş ve tarikatçiler tarafından da İslami sözlüğün içine sızdırılmıştır. Yani şairin yukarıdaki dinle diyanetle alakalı söyledikleri şeylerin dinle ve diyanetle uzaktan yakından bir ilgisi yoktur.Allah kainatı ve mahlukatı ve bilhassa da cinleri ve insanları niçin yarattığını Kur'anın müteaddit ayetlerinde sarahatle beyan etmiştir. Bir ayetinde de aynen şöyle der; " VE MA HALAKTÜL CİNNE VEL İNSE İLLA LİYABUDUN!" -BEN CİNLERİ VE İNSANLARI ANCAK BANA KULLUK -İBADET-ETSİNLER DİYE YARATTIM - demek ki Allah insanları ve sair mahlukatı çakma bir tabir olan aşk için yaratmamış vesselam. Biliyorum biz bunları burada açıkladık diye bazı çok bilmişler hemen itiraz edip bize sataşacaklardır. Çünkü bu onların vazgeçilmez karakterleridir ve karakterlerinin muktezasını mutlaka icra etmelidirler. Biz umuma tabi bir uydu olmadığımız için yine de doğruları söylemeye devam edeceğiz. Zira Rabbimiz bize cennete ancak dosdoğru olursak girebileceğimizi ihtar ediyor vesselam!
Herkese hayırlı çalışmalar.
CEMAL USTA
Güzel sözlerin mahiri
Seven kalplerin şairi
Senle sevmiştim şiiri
Üstüne yok bu hususta
Nurda uyu Cemal usta
Gönül kırılınca yare
Sende bulduk derde çare
Bırakıp da gitmek nere
O diyara gelmez posta
Nurda uyu Cemal usta
Çok söz söylenmişti aşka
Senin tarifin bir başka
Ayrılık olmasa keşke
Duygularım bugün yasta
Nurda uyu Cemal usta
Kerim Birlik 19.04 2018
Özlem ve rahmetle.
Cemal Safi (1938-2018) şairimize rahmet diliyorum. Orhan Gencebay'ın bestelediği Ya evde yoksan şiiriyle birlikte Vurgun, Rüyalarım olmasa, Git vb. birçok güfteye imza attı. Yazmaya geç başlasa da (38 yaşında) birçok şiiri var ve son dönemlerin en büyük şairleri arasında sayılabilir.
(Son dörtlükteki -de, -da eklerini ayırırsanız anlam ve yazım kuralları bakımından daha uygun olacaktır.)
Müthiş...
"Şairlere gelince, bunların peşine de sapkınlarla çapkınlar düşer. Onların her vadide şaşkın şaşkın dolaştıklarını ve gerçekte yapmadıkları şeyleri söylediklerini görmez misin? Ancak iman edip iyi işler yapanlar, Allah'ı çokça ananlar ve haksızlığa uğratıldıklarında kendilerini savunanlar başkadır. Haksızlık edenler, neye nasıl dönüşeceklerini yakında görecekler." (Şuara, 26/224-227)
Önceki âyetlerde (221-223) şeytanların Hz. Peygamber (asm)'e yaklaşamayacakları belirtilmekte ve kimlere yaklaşabilecekleri açıklanmaktadır. Şeytanlar ancak çok yalan söyleyen, iftira atan, sahtekâr, günah işlemekten çekinmeyen kimselere, yani kendilerine uygun karaktere sahip olanlara yanaşırlar.
İnkarcılar Kur'an'ın gayb âleminden verdiği haberleri şeytanların ilhamı, nazmını da şiir olarak telakki ediyor, dolayısıyla Hz. Peygamber (asm)'e "kâhin ve şair" diyorlardı. İşte bu ayetler onların bu tür temelsiz iddialarını reddetmekte; inkarcı şairlere gerçekleri arayanlar değil, ancak heva ve hevesleri peşinde giden, zevk ve eğlence düşkünlerinin uyacağı bildirmektedir.
"Her vadide dolaşmak" her konuya girmek, her konuda söz söylemek demektir. Gerçekten de -devamındaki ayette belirtildiği üzere inançlı ve ahlâkî değerlere bağlı olanlar farklı olmakla beraber- öyle şairler de vardır ki bunlar her vadide dolaşır, iyi kötü, eğri doğru her konuya girerek toplumu etkilemeye çalışırlar. Sözleri ile yaptıkları birbirini tutmaz, yapmadıklarını söyler, söylemediklerini yaparlar. Bu sebeple onların peşinden dürüst insanlar değil, ancak sapkınlar gider. (Elmalılı, Hak Dini, ilgili ayetin tefsiri)
Bu nitelikte olan şiir ve şairle Kur'an ve Peygamber (asm)'i karşılaştırmak bile abestir.
Kur'an, insanların sosyal ve kültürel hayatlarında önemli bir yer işgal eden şiiri ve şairleri mutlak olarak yermemiş, bilâkis şiirin iyisine ve güzeline insanları özendirmiştir.
Kur'an'm üstün ifade gücünü gören Araplar onu şiire benzetmişler, Hz. Peygamber (asm)'e de şair demişlerdir. (bk. Enbiya, 21/5; Saffat, 37/36; Tur 52/30)
Bu durum karşısında Kur'an kendisinin asla şair ve kahin sözü olmadığını, ancak Allah tarafından indirilmiş ilâhî bir kelâm olduğunu vurgulamış (bk. Hakka, 69/41-42) ve putperestlik döneminin İslâm ilkeleriyle ters düşen şiirini yermiştir.
Nitekim 227. ayette özellikleri anlatılan gerçek müminler, müşrik dönem şairlerini yeren yukarıdaki hükmün dışında tutulmuşlardır.
Bunlar söyledikleri şiirde gerçekleri dile getirirler; söyledikleriyle yaptıkları birbirine uygundur. Allah'ın birliği esasına dayanan tevhid dininin ilkelerini savunur, Allah'ı zikreder, O'nu yüceltirler. Yaptıkları iyi işlerle hem kendilerinin hem de toplumun yücelmesini ve yükselmesini gözetirler. Zulmün ve haksızlığın karşısında şiirleriyle mücadele verir, hakkı savunurlar.
Sahih hadis kaynaklarında yer alan birçok hadiste de iyi maksatla kullanılan şiir, yukarıda kötülenen şiirden istisna edilmiş, hatta özendirilmiştir. (bk. Buhari, Edeb, 90; İbn Mâce, Edeb, 42) Gerçektende olmayacak yalan şeyler bu yazılanların çoğu
Bu şiir ile ilgili 154 tane yorum bulunmakta