fezayı bağlayarak yorgun kanatlarına
bir güvercin uçurup kıtalar arasından
çağırdın beni
geçerek birer birer sürgün kanyonlarını
derbeder koşup geldim ışıldayan tahtına
yarım koyup bir bardak kurşun rengi çayımı
Devamını Oku
bir güvercin uçurup kıtalar arasından
çağırdın beni
geçerek birer birer sürgün kanyonlarını
derbeder koşup geldim ışıldayan tahtına
yarım koyup bir bardak kurşun rengi çayımı
Tüm musibetler, ilgisiz kalabildiğiniz
kadar küçültebilirsiniz. Çünkü arıların
tahaccumunda çırpındıkça daha çok
sokmaları ve ilgisiz kaldıkça arıların da
ilgisiz kalmaları gibidir.
Musibetsiz teheccüt vaktinin değeri düşük olur.
TEBRİKLER SAYIN DEMİRCİ
Kaleminize gönlünüze sağlık.
Her daim esenlikte kalın.
Saygılarımla.
"İki vakte kadar" denir ya...
Birbirinin neredeyse simetriği o vakitler
"Boş" vakitlerden değildir...
Biri, "kararını verme",
Diğeri "içe sindirme", ulaşıldığı için fecre, şükretme vaktidir...
İkisi arasında "olasılıklar", düşünce ve tahminler, elbette "dinlenme" olacaktır...
Hayattın yarısıdır işte, o vakitler arası...
Tebrikler Engin Bey...
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta