sen sevdayı
en eski haliyle biliyorsun
tedavülden kalkan
...
aslında kalkmayacaktı ama
o kadar yolcusu vardı ki
mecburen kalktı
...
aslında tedavülden kalkmayacaktı
başka bir limandan kalkacaktı
ama o liman kapandı
...
senin hafızan...
o fil hafızan...
sevdayı hatırlar mı acaba
gerçekten bir an? !
...
tedavülden kalktı sevda
kalkmasaydı da
öyle eskidi ki
tutmazdı yama
...
20-30 yıl sonra
yırtılan yerine bir yapışkan bantla
idare eder gider dedin
...
ama sevda
öyle her dem geçer akçe değilmiş
...
sevda ipek gibi - yama tutmaz
sevda fil gibi - hiç unutmaz
öyle yumuşacık dokunur
öyle acımasız geçer gidermiş
...
fillerin hep aynı yoldan geçtiklerini
fillerin hep aynı sudan içtiklerini
bilir miydin?
...
ipeğin de bir gün yıprandığını
ipeğin yama tutmadığını
bilir miydin?
...
bilmezdin
gençtin
ben ne kadar seni kamil sandımsa da
gençtin
al benden de o kadar
...
öğretilmedik
ilk aşka
...
acemiydik
başka!
bunca uzak benzetmeyle
fillerle ve ipeklerle dolu bir şiir
yazacağımı sanmazdım
ben de...
Kayıt Tarihi : 6.10.2005 12:18:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)