Tecelli Şiiri - Eymen Erdem Akça

Bin bir tecellin kalpte belirsin Dost bu gece
Sükûtu terk eyleyip çalkalanayım aşkla
Duyulsun semalarda hicran dolu son hece
Ve geleyim huzura kurbet edâlı meşkle

Durgun suların bir an helecanla coşması
Sebepleri depretir Celil dostu anlatır
Yokluğun kucağından feryadların taşması
Vuslat dolu anları meserretle dinletir

En güzel besteleri yüreğinde saklayan
O ezelî musiki duyulur her bir yerde
Bir yed-i beyza aşkı bin bir, Ya Leyl! , bekleyen
Nurun zulme zaferi eskimeyen değerde

Aşkın girift esrarı lütf-u kahr hendesesi
Sonsuzluk özleminde meknun nice bin dua
Kaf dağından kuleler... kesilir nefsin sesi
Özgürlük âşıkları var'ı delen son şua

Yeryüzünün bağrına gars edilen tek fidan
Sembolüsün sevdamın öte arzulu dünden
Tuttuğum kutlu yolun çilesini, ey tadan!
El ver bana öteden Dost visali düğünden

Medeniyet bahçesi duamızla gül açsın
Susuzlukla kavrulan bülbüller bayram etsin
Hasret girdaplarıyla muhit güzel tül açsın
Görünsün nur cemali âşıklar seyran etsin

Çiçeklerden akseden o İlâhî tebessüm
İnşirahlar salıyor mücella gönüllere
Katre katre damlayıp ruha eden tecessüm
Rahmetinle vuslatı nasip eyle kullara

İnci-mercan çilesi umutla bu bekleyiş
Son aydınlık yarının alıcı kuşlarıyız
Gecelerin bağrına gözyaşları saklayış
Bizi dileyen düne yarının düşleriyiz

Çözülen düğümlerin visal çığlıkları bu
Sözümün sükûtunu fırsat bilen haykırış
Ne son demdir bu sana ne çözülen son tabu
Dinle! Haykırıyorlar! ' Artık sona erdi kış '

Ruhumun özlemleri dillerde dolaşıyor
Kim demiş ki bu âlem bir daha çiçek açmaz
Bak şu kıpırdanışa içten içe yaşıyor
Aç gözünü kamaşsın bu kudsî mevsim geçmez

Ulvi âlemler gibi kâinatı kuşatan
Bir eskimez davanın mecnûnuyuz Sevgili
Bal dudaklı hakk yakut sevdan bizi yaşatan
Bir altın silsilenin en sonuyuz Sevgili

Dualarla yükselen beşeriyet kulesi
Âlemlere nur saçar deniz feneri gibi
Ezelî Hakikatın hiç sönmeyen şulesi
Mektuptan varlıkların, haykır! , kimdir sahibi!

Dilimizden düşmeyen en güzel isimlerin
Sâhib-i Zü'l-Celâli kimdir anlat bilelim
Bir an yanıp kaybolan minicik cisimlerin
Şefik-i Zü'l-Cemâli kimdir anlat bilelim

Hep O der dün-bugün yarının da O virdi
Kesilmeyen bir sada çınlatır öteleri
Gizli yalvarışlar var, ey varlıkların derdi!
Bir dem açıp perdeyi sevindir dîdeleri

Ruhumuzun emeli sana ayan Sevgili
Nazargah-ı İlâhî kıl bu hakîr beşeri
Adımı bir kutluyla Eymen koyan Sevgili
Kahr et beni bu yoldan adım atarsam geri
Kahr et beni bu yoldan adım atarsam geri...