tebessümlerimiz,
bir veda uçurumu kadar tehlikeli
tedirgin
ve kaygılı
kaç gece
usulca,
anlımıza dayanır,
soğuk,
namlular.
çözülmek ihanettir
derinliklerinde
yaşarken mültecice
kaygıların.
sabrını kuşan,
tükür alçaklara!
boş ve anlamsız korkulara
duyur sesini derin uykulara
metropollerin
ruhsuz yığınlarına.
kaygılarımız
on sekiz şiddetinde bir deprem
sesimiz kısık,
tonumuz gri
çapraz ateşlerin altından,
bilinmezlerden geldik
ağladık
ve üşüdük
geçerken el sallarız
yakılan yıkılan
köylerimize
ve çocuklarımıza.
anlımızı dayarız trenin camlarına
karşımıza hep tarihin ve yaşamın kirliliklerinde,
birileri çıkar zabıtlar tutulur
sahte ve kirli tutanaklarda
bir ikindi vakti
iki dudağın arasına bırakılmış
namusumuz ve onurumuz
düşlerimiz hep yarınlara sarkar
teslimiyetimizi haykıran
apoletli dudaklardaki vahşet
korkuyu dönüşür
tenimizde on sekiz şiddetinde bir depremle
teröristçe duygularımızı asarız
gerilim hatlarına
geride sonsuz şiddetin armonikası kalır
belden aşağı çıplak
teknolojik döngülerde
başımız döner.
Kayıt Tarihi : 29.1.2007 13:07:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (2)