Ah, çıkmaz sokak gibi kalbine mühür
vuran sevdiğim!
İzin ver, bugün misafirin olayım,
Biliyorum karanlığım ama,
Yanımda bir mum getireceğim,
Demlenmiş içimi dökeceğim tenine,
Ta ki mum eriyene kadar,
İçin, birazcık yanarsa içime,
Belki tebessüm düşer gözlerime...
Kayıt Tarihi : 9.6.2022 12:51:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Şiirin Hikayesi... Şair, yaşadığı dramı dışa vurmamak için karanlıkla arkadaş olur. Ve sevdiğinin kapısına gitmek için kendi kendine teselli sözleri söyleyip ruhunu tatmin eder. Durmadan sağa sola doğru sallanır ve cesaretini toplayıp şiirinin evinin kapısında bulur kendini sanki son nefesi kalmış gibi. Elinde onun yaralarını gösteren mum dışında bir şey de yoktur. 'Ve ömrüm belki de şu yanıp sönen mum kadar kısadır' diyor. Kapı açılır, şiir ve Şairi arasında göz teması sağlanır ama kaçamak bakışlarla.Şiiri der ki : " İyi iyi dinleyelim de neler söyleyecek acaba bu Şair?".. Şair, her şeyi bir kenara bırakıp sadece içini kemiren ızdırabı gün yüzüne çıkartmak için günlerce acı çekmiş ve bu işkence bitsin diye dizlerini parçalamış şiirine birkaç söz söyler.Ve başlar konuşmaya.. Sevgili Şiirim! Vaktim elimde gördüğün mum kadar kısa ve ömrüm gülüşün kadar solgun ve çürümeye terk edilmiş gibi bezgin bir halde. Senden karanlığımı temsil eden ışık sönene dek beni hiç bölmeden dinlemen. Biliyorum sana giden yollar kapalı ama ne yapsın garip gönlüm kapıldı gidiyor fırtınalara boğulurcasına. Belki bana yakışan bir şiir olabildirdin ama sen sadece dudağımdan çıkan hüzne selam verip gitme taraftarı oldun. Aslında gitmek en doğal hakkondı ama seni yazan kalemi kırmadan önce buruk da olsa bir buseni kondursaydın. Ne yazık ki dil kalbin verdiği emri yazıya dökmekte yetersiz kalıyor. Belki de sen haklıydın, Şaire gönül vermektense hece olup virgül misali duvarlar açmalıydım(n) yitik sevdaya.. Gözyaşlarım gidişine değil sana kendimi avutup duygularımı katletmeme akıtmak içindir bilesin" der ve sigarasını yakar. En son mısraya geldiğinde artık iş işten geçmiş son dakikası olduğunu hatırlatır. Veda konuşması yapar kalkmaya başlar. O esnada şiiri duygu seline kapılmış ağlamaktadır. Ama içini döken Bay Şair buna sebep olanın karşıdaki kişinin olduğunu altını çizip kapıyı ardından kapatır. Ve geriye sadece yıkıntılar arasında dillere düşmüş " Tebessüm" şiiri çıkar. Bu öyle bir şiir ki okuduğunuz da size basit gelir ama tekrar tekrar okumaya ihtiyaç duyduğunuzda aslında Şairin ne zorluklarla kaleme aldığını öğrenirsiniz. Demem o ki şiir yazılırken önce kurgu ve senaryosu yazılır sonra kağıda dökülüp hüzünle birleşir ve elemle yoğrulup şiir severlere hiç unutulmayacak bir tad bırakır.. Sevgilerimle.. Şair Emin Herki ✍️

Tebrik ederim
.
.
TÜM YORUMLAR (1)